Malatya NATO'ya Ve Üslerine Hayır Cumasında Meydandaydı (VİDEO-FOTO)
İSLAM ÜLKELERİ, 01 Şubat 2019 14:35Kürecik NATO Radar Üssüne Hayır İnisiyatifi tarafından bugün cuma namazı sonrası Malatya Soykan Meydanı'nda 'NATO'YA VE ÜSLERİNE HAYIR CUMASI' temalı basın açıklaması düzenlendi.
Basın açıklaması Mehmet Kocaaslan hocanın Kur'anı Kerim tilavetiyle başladı. Basın açıklamasının sunuculuğunu yapan KUDÜS GÜNÜ sitesi yayın yönetmeni Kemal Kemahlı, Gazze'de yaklaşık bir yıldır devam eden Ablukayı Kırma ve Geri Dönüş Yürüyüşlerinde destan yazan Filistin halkını selamladı.
Daha sonra aktivist Bahir Aydın; Türkiye NATO'dan Çıksın Üsler Kapatılsın, Kürecik İncirlik Kapatılsın, Kahrolsun Amerika Kahrolsun İsrail, Söz Değil İcraat Kürecik'i Söküp At, Büyük Şeytan Amerika Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak, Nicolas Maduro Yalnız Değildir, Yaşasın Küresel İntifada sloganları eşliğinde basın açıklamasını okudu.
Okunan basın açıklamasının tam metni şu şekildedir:
NATO’YA VE ÜSLERİNE HAYIR BASIN AÇIKLAMASI
Bismillahirrahmanirrrahim.
Değerli basın mensupları!
Bilindiği gibi 1949 yılında kurulan NATO’ya Türkiye 1952’de üye oldu. Bu uluslararası terör örgütü, üye ülkeler tarafından sözde savunma amacıyla kuruldu. Yine NATO’nun sözde amaçları; barış düzenini, uluslararası güvenliği ve sosyal gelişmeyi korumak olarak özetlendi. NATO’nun en can alıcı maddelerinden biri şudur: İttifak Avrupa’da ABD’nin konvansiyonel ve nükleer askeri varlığını zaruri sayar. Yani bu şu anlama gelmektedir: NATO, her ne kadar Batı ittifakı gibi görünse de aslında ABD çıkarlarına odaklı ve tek kutuplu bir örgüttür. ABD 2. Dünya Savaşı sonrası elde ettiği üstünlükle Avrupa devletlerini denetimi altına almayı amaçlıyordu. Avrupa ülkeleri de aslında bu gerçeği bildikleri için bugünlerde ABD’den bağımsız ayrı bir askeri güç kurmak için zemin yoklamaktadır.
Soğuk Savaş olarak adlandırılan dönemde SSCB’nin yayılmacılığı bahane edilerek Varşova Paktı’na karşı kurulan bu askeri terör örgütü, kuruluş döneminden itibaren birçok katliama imza attı. Japonya, Kore, Vietnam, Afganistan, Somali, Irak ve Libya NATO tarafından dümdüz edildi.
1991 yılında Sovyet rejimi çökünce NATO kendisine ‘Kızıl Tehlike’ diye adlandırdığı Komünizmden sonra ‘Yeşil Tehlike’ dediği İslam’ı düşman olarak seçti. Halbuki normal şartlarda Sovyetlerin yıkılmasının ardından NATO’nun kendisini feshetmesi gerekirdi. Fakat bu, böyle olmadı ve NATO sözde ‘Terörizmle Mücadele’ ve ‘Enerji Hatlarının Güvenliği’ konularını gündeme getirerek kendisine yeni görev alanları icat etti. Yeni hedefler doğrultusunda üye sayısını arttıran ve zamanla eski Varşova Paktı üyesi ülkeleri de bünyesine alan bu terör örgütü, gözünü enerji havzalarının bulunduğu Batı Asya’ya yani onların değimiyle Ortadoğu’ya dikti.
Türkiye ise kuruluşundan 3 yıl sonra NATO’ya Kore savaşına asker gönderme şartıyla dahil edildi. Emperyalizme karşı ilk milli mücadeleyi veren ve sömürge altında inleyen diğer mazlum ülkelere örnek olan bir kurtuluş savaşı veren Türkiye, 30 yıl sonra ABD, İngiltere ve diğer sömürgeci NATO ülkeleriyle birlikte dünyanın öbür ucundaki Kore’de savaşa giriyordu. O dönemin ABD Dışişleri Bakanı, Kore savaşına gönderdiğimiz askerlerimiz için ‘Türk askeri çok masrafsız, günlük masrafı 23 senti aşmıyor’ deme cüretini gösterebiliyordu. Böylece Avrupa ve ABD’nin çıkarları için kurulan NATO, Türkiye’nin katılımıyla Asya’ya doğru bir genişleme gösteriyordu.
Bu süreçte kazanan taraf hep NATO üyesi Batılı ülkeler, kullanılan ve sırtından hançerlenen ise Türkiye oldu. Bu durumu 20 Kasım 2018 tarihindeki grup toplantısında Sayın Devlet Bahçeli şu veciz ifadeyle özetledi: ‘Türkiye NATO üyeliğinden hep zararlı çıktı.’
15 Temmuz hain darbe girişimi dahil cumhuriyet tarihimiz boyunca yapılan darbelerin hepsinde NATO’nun yani ABD’nin parmağı vardı. Yine ülkemizde işlenen siyasi suikastlerin tamamı NATO GLADYO yapılanması tarafından gerçekleştirildi.
Tüm bu gerçeklere rağmen maalesef siyasi iktidarlar ülkemizdeki NATO üslerini kaldıracaklarına yenilerini ihdas ettiler.
En son 2012 yılında Malatya’mızın Akçadağ ilçesine bağlı Kürecik bölgesine kamuoyunun tüm itirazlarına rağmen gerçek amacı Siyonist İsrail’i korumak olan NATO Radar Üssü kuruldu. Bu radar üssü büyük Şeytan ABD’nin yıldız savaşları projesi kapsamında balistik füzeleri tespit ve havadayken imhasını öngören birbiriyle ve uydularla irtibatlı radar ağları, karada, uzayda ve savaş gemilerinde yerleştirilmiş füzelerden oluşuyor. Şimdi bunlara denizaltılardan atılan füzeler de dahil edilmeye çalışılıyor. İşte Kürecik radarı böyle bir sistemin parçası. Bu radar, İsrail’deki aynı tip iki radarla ve Almanya Ramstayn Üssündeki ana merkezle irtibatlı bir radar. Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin geçtiğimiz günlerde Kürecik NATO Radarıyla ilgili olarak, ‘Bu radar, Türkiye’nin hava savunmasından çok İsrail ve ABD’nin hava savunmasına hizmet eden bir sistem’ dedi.
Esasında Kürecik NATO Radarının ülkemize hiçbir faydası yok tam tersine büyük zararları var. Geçen yaz Doğu Akdeniz’de ABD, İsrail ve Yunanistan’a ait deniz ve hava kuvvetlerinin katıldığı ‘NOBLE DİNA’ adlı ortak tatbikatta, Kürecik NATO Radar üssü de kullanılarak düşman kuvvet olarak tanımlanan Türkiye’ye ait savaş uçaklarının vurulması senaryosu icra edildi. Söz konusu tatbikatta icra edilen senaryoda geçen ifadeler aynen şöyle: ‘Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail’e ait ortak doğalgaz arama platformu düşman kuvvet diye nitelenen Türkiye Hava Kuvvetlerinin saldırısına uğruyor. Bu saldırıyı defetmek için Kürecik’teki NATO Radarı devreye sokuluyor. Radar, Türkiye’ye ait jetleri izliyor ve ABD gemisindeki füzeler Türkiye’nin savaş uçaklarını vuruyor.’
Değerli basın mensupları! Görüldüğü gibi Seyyid Battal Gazi’nin şehrinde kurulu olan bu radar üssü ülkemiz için büyük bir tehlike oluşturuyor. Yani koynumuzda yılan besliyoruz. Bu yüzden Kürecik NATO Radar üssü hiç vakit kaybetmeden sökülmeli burada çalışan ABD’li ve İsrailli personel ülkelerine gönderilmelidir.
Biz, tüm siyasi partileri ülkemizin NATO’dan çıkması ve üslerin kapanması yönünde ortak irade göstermeye ve karar almaya; ayrıca Sivil Toplum Kuruluşlarını, alimleri, aydınları ve kanaat önderlerini siyasi partileri bu konuda cesaretlendirecek açıklamalar yapmaya davet ediyoruz.
Biz, ülkemizde anti emperyalist ve anti Siyonist bilincin artması ve kök salması ve ayrıca Türkiye’nin NATO’dan çıkması ve üslerin kapanması talebimizi gündeme getirmek için her ayın ilk Cumasında burada olacağız. Her ayın ilk Cuma gününü ‘NATO’YA VE ÜSLERİNE HAYIR CUMASI’ olarak çeşitli etkinliklerle ihya edeceğiz İnşallah. Başta siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere toplumun tüm kesimlerini bu önemli konuda harekete geçmeye çağırıyoruz.
Kıymetli basın mensupları!
Bu vesileyle şu anda dünya gündemindeki ABD’nin hegemonya kurma girişimleri ile ilgili birkaç konuya da kısaca değinmek istiyoruz.
Bilindiği gibi Büyük Şeytan ABD Irak, Suriye ve Yemen’in viraneye dönmesine sebep olduğu yetmiyormuş gibi kanlı ellerini şimdi de Venezüella’ya uzattı.
Bizler, bugün Büyük Şeytan ABD’nin iktisadi, siyasi ve kültürel hedefinde olan ve darbe girişimleriyle mücadele eden Güney Amerika'nın anti Siyonist ve antiemperyalist kahraman lideri Nicolas Maduro’nun Amerika'nın arka bahçesi olmayı kabul etmediğine ve onurlu Venezuela halkının Washington'dan yönetilmeyi red ettiğine şahit olmaktayız.
Bu onurlu tavrın sonucunda Maduro’nun, Washington'un açık açık desteklediğini ilan ettiği bir kalkışmayla karşı karşıya kaldığını görmekteyiz.
Büyük Şeytan için demokrasi, meşruiyet ve insan haklarının hiç bir önem taşımadığı gerçeğini, Venezuela ulusal meclis başkanı Juan Guaido gibi kendi piyonunu geçici devlet başkanı olarak atadığını ilan etme cüretinde bulunmasıyla görüyoruz.
Başka bir ülkeye devlet başkanı dayatmak ve uluslararası arenada da bu gayri meşru işin destek bulmasını istemek,
ABD’nin demokrasi ve insan hakları anlayışını en net şekilde ortaya koymaktadır.
Amerika’nın demokrasi ve insan haklarını değil, kendisine itaat edecek bir piyonu aradığı aşikardır.
Amerika'nın aleni bir şekilde Guaido'nun destekçilerini sokağa çağırması, orduyu göreve yani darbe yapmaya davet etmesi yüzyılın diktatörlüğü, teröristliği ve ahmaklığının resmidir.
Biz Venezuela devlet başkanı Nicolas Maduro’yu İsrail’e ait olan gıda ürünlerinin satışını Venezüella'da yasaklamasından tanırız.
Siyonist işgalci rejimin büyükelçisini ülkeden sınır dışı edişinden tanırız.
Amerika ve İsrail’e boyun eğmeyişinden tanırız
Suriye'de anti Siyonist cepheye muhabbetinden tanırız.
Amerika ve İsrail’e sözde değil özde karşı duruşundan tanırız.
Cani ve katil Siyonist rejime karşı Filistin direnişine verdiği destekten tanırız
Amerika ve İsrail’in anti sioemperyal ülkelere yönelik yaptırımlarını uygulamamasından tanırız.
‘Kahrolsun insanlık düşmanı sioemperyal düşünce’ deyişinden tanırız
‘Gelin insanlığı kurtaralım gelin Amerikan emperyalizmini bitirelim’ diyen Hugo Çavez’in yadigarı oluşundan tanırız.
Venezuela’nın yeraltı ve yerüstü kaynaklarını barbar Amerika’ya yedirmek istemeyişinden tanırız.
Amerika'nın hegemonyasına karşı oluşundan tanırız.
‘ABD yöneticileri dünyadaki en büyük teröristlerdir’ söylemini korkmadan haykırmasından tanırız
İşte biz katil Amerika nezdinde diktatör ilan edilen böyle bir kahramanı destekliyoruz ey dünya.
Batı Asya’da anti Siyonist ve antiemperyalist tüm Müslüman liderlerle gurur duyduğumuz gibi Venezüella da Nicolas Maduro ile gurur duyuyoruz.
Maduro'lu bir Venezüela'yı destekliyor Amerika ile olan savaşında kendilerinin muzaffer olmasını
Amerika'nın kaybetmesini diliyor dişleri dökülmüş sarı pitbulun yenilmesini canı gönülden arzu ediyoruz.
Yaşasın Maduro'lu Venezüella
Yaşasın Küresel Direniş Cephesi
Kahrolsun dişleri dökülmüş sarı pitbullu Amerika.
KÜRECİK NATO RADAR ÜSSÜNE HAYIR İNİSİYATİFİ
01.02.2019
kudusgunu.com
İSLAM ÜLKELERİ, 01 Şubat 2019 14:35
Yorumlar (0)