Merkezi İran'da Bulunan 'Uluslararası İslami Uyanış Kurultayı' Genel Sekreterliğinden Ayasofya İle İlgili Önemli Açıklama
İSLAM ÜLKELERİ, 27 Temmuz 2020 14:32Tasnim Haber Ajansının aktardığına göre, Uluslararası İslami Uyanış Kurultayı Genel Sekreterliği bir açıklama yayınlayarak Ayasofya Camii’nin yeniden açılmasını cesur bir adım ve İslami mirasın İslam dünyasına geri dönmesi olarak nitelendirdi.
Tasnim Haber Ajansının aktardığına göre, Uluslararası İslami Uyanış Kurultayı Genel Sekreterliği bir açıklama yayınlayarak Ayasofya Camii’nin yeniden açılmasını cesur bir adım ve İslami mirasın İslam dünyasına geri dönmesi olarak nitelendirdi.
Açıklamanın tam metni şöyledir:
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla..
"Allah’ın mescidlerini ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazını kılan, zekâtını veren ve yalnız Allah’tan korkup çekinen kimseler imar edebilirler. İşte bunların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.” (Tevbe /18)
Fransız Gustave Le Bon gibi düşünürlerin itirafına göre Haçlı seferleri döneminde, Doğu'nun medeniyet beşiği olduğu ve İslam medeniyeti en parlak dönemini yaşarken; Haçlılar tüm kültürsüzlükleri ile geri kalmışlıkları ile bu seferleri gerçekleştirdiler ve Müslüman medeniyetine baştan sona zarar verdiler.
Avrupalılar bu seferlerle bir yandan Müslüman uluslarındaki kültür ve medeniyetin verimliliğini alarak bilgi ve gelişim dolu bir el ile evlerine dönerken diğer yandan İslami topluluklar üzerinde yumuşak gücünü musallat kıldılar.
Mescid-ul Aksa işgalindeki çokça cinayetleri, camilerin yakılması, İslam medeniyeti eserlerinin yok edilmesi, Müslüman milletlerin servetlerinin yağmalanması; haçlıların sekiz seferi ile 180 sen boyunca gerçekleştirdikleri zulümlerin başlıçasıdır. Bu Müslüman ve medeniyet katliamları, haçlıların alnından silinmeyecek tarihi bir utançtır.
İslam dünyasının altyapısının Batı tarafından tahrip edilmesine rağmen Müslümanlar, Batı medeniyetinin kalıntılarını yok etmedi. Onlar kiliseleri korumak için ibadethanelere dönüştürerek kültürel etkileşim ve uygarlığın devam etmesine yardımcı oldu.
1500 yıllık Ayasofya Kilisesi, Bizans İmparatorluğu'nun bir kalıntısı ve Doğu Roma döneminin mimari sembollerinden biri idi. Bu kilise Rönesans'ın ilk dönemlerinde ve 1452'de Fatih Sultan Muhammed tarafından Konstantinopolis'in (bugünkü İstanbul) fethinden sonra, dünyadaki Hıristiyanların tüm haklarına saygı gösterilerek Müslümanlar için ibadethaneye dönüştürüldü.
Ayasofya, 500 yüzyıl boyunca İslam dünyasının önemli bir kültürel mirasıydı, ancak daha sonra Müslümanlardan ağır bir darbe alan eski sömürgeci devlet Britanya İmparatorluğu; Müslümanların kaderine hakim olmak, İslam izlerini ve sembollerini silmek ve Müslümanların kazanımları ile İslam medeniyetinin en parlak devrini unutturmak amacıyla muhlis muminlerin ibadet için kullandığı bu mekanı müze statüsüne dönüştürmüştür.
Fakat Yüce Allah’ın değişmez kanunu olan hakkın zaferi ilkesi yeniden kendini göstermiştir:
»Bütün dinlerin üzerindeki yerini alsın diye resulünü, doğru yol rehberi ve hak din ile gönderen O’dur; müşrikler hoşlanmasalar da.«(Tevbe/33)
Düşmanlar bu nuru söndürmek istiyorlardı, fakat İslamcılığın büyümesi, ikinci ve üçüncü dalgalarda İslami uyanış ve farkındalığın artmasıyla bu camii Müslümanlara geri dönmüştür.
Mübarek Zilhicce ayının ilk on gününde hacılar kendi fıtratlarını ihya etmeye çalışırken Türkiye hükümeti, özellikle bu İslami ülkenin Cumhurbaşkanı; özüne dönmek, İslam kimliğini yeniden canlandırmak ve İslam mirasını İslam dünyasına geri kazandırmak adına cesurca ve takdire şayan bir adım atmıştır.
Uluslararası İslami Uyanış Kurultayı, bu akıllı adımı bilgeliğin bir işareti, Batı'nın kültürel hakimiyetinin önlenmesi, Müslüman kimliğinin canlandırılması, haysiyet ve kültürel mirasın korunması olarak değerlendirmektedir. Dünyadaki tüm Müslümanlardan da bu kararı desteklemeye davet etmektedir.
Uluslararası İslami Uyanış Kurultayı Genel Sekreterliği
KUDÜS HABER AJANSI
İSLAM ÜLKELERİ, 27 Temmuz 2020 14:32
Yorumlar (0)