Malatya'dan Yükselen Ses: NATO'dan Çıkılsın Üsler Kapatılsın (FOTO)
İSLAM ÜLKELERİ, 02 Nisan 2022 14:27Kürecik NATO Radar Üssüne Hayır İnisiyatifi tarafından Cuma namazının ardından Malatya Soykan Meydanında düzenlenen basın açıklamasında ülkemizin bir an önce NATO’dan çıkması ve NATO üslerinin kapatılması talep edildi. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyonist İsrail başbakanı Naftali Bennett'in Türkiye'ye davet edilebileceğini söylemesi protesto edildi.
NATO'ya Karşı Hepimiz Eşref Bitlis'iz', 'Terörist NATO Türkiye'den Defol', 'Kahrolsun NATO Kahrolsun Amerika', 'ABD'ye Karşı Hepimiz Eşref Bitlis'iz', 'NATO'dan Çıkılsın Üsler Kapatılsın', 'Kürecik-İncirlik Kapatılsın', 'Katil NATO Türkiye'den Defol', 'Kahrolsun İsrail Kahrolsun Amerika', 'Filistin Emanet Anlaşma İhanet' ve 'Hamas'a Selam Direnişe Devam' sloganlarının atıldığı ve ABD+NATO= TERÖRÜN KAYNAĞIDIR pankartının açıldığı eylemde sunuculuğu Muhsin Telek yaptı.
Mavi Marmara Gazisi Mehmet Tunç tarafından okunan basın açıklamasının metni şu şekildedir:
Bismillahirrahmanirrahim.
Değerli basın mensupları ve aziz vatandaşlarımız!
Nisan ayının ilk gününde ve cumasında ‘NATO’YA VE ÜSLERİNE HAYIR’ demek için yeni bir basın açıklamasında daha sizlerin huzurundayız. Cumamız ve şimdiden Ramazan-ı Şerifimiz mübarek olsun inşallah.
Bildiğiniz gibi şubat ayında basın açıklaması yapamamıştık. O yüzden 17 Şubat 1993’te uçağının düşürülmesi sonucu Hakk’a yürüyen Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’i bugün yad etmek ve bu üzücü hadisenin arkasındaki NATO/ABD parmağından bahsetmek istiyoruz.
Çekiç Güç’ün Türkiye’den ayrılması gerektiğini, ABD’nin Irak’ın kuzeyinde sözde “Kürt devleti” kurmaya çalıştığını söyleyen Eşref Bitlis’i taşıyan uçak 29 yıl önce düştü. Yakın silah arkadaşları olayın kaza değil suikast olduğu görüşünü ısrarla sürdürdü.
Malatya’da 1933’te dünyaya gelen Bitlis, 1990’da orgeneral rütbesi aldı ve Jandarma Genel Komutanlığına atandı.
ABD’nin kirli planlarını deşifre eden Bitlis’in can verdiği olayla ilgili kaza dosyası mahkemede yıllarca sürüncemede kaldı, açıklanan her yeni belge şüpheleri daha da artırdı ve en sonunda savcılık, Orgeneral Eşref Bitlis’in 1993’teki ölümüne ilişkin soruşturmada, zaman aşımı süresi dolduğu gerekçesiyle 2016’da “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi.
Türkiye’nin ABD ve NATO boyunduruğundan kurtulması ve bağımsız olması için mücadele eden Orgeneral Bitlis’in oğlu Tarık Bitlis, 4 şüpheli hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itirazda bulundu. Bunu değerlendiren Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği, soruşturmanın usul, yasa ve hukuka uygun olduğunu belirterek, itirazın reddine karar verdi.
PKK’nın arkasında ABD ve Batılı güçlerin olduğunu tespit eden Org. Bitlis, buna ilişkin görüş ve önerilerini zamanın Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a 22 Mart 1992 tarihinde rapor etmişti. Özal’ın da bu raporları, ABD’li yetkililere verdiği ve bu bilgilerden rahatsız olan ABD’nin de, CIA üzerinden Türkiye’deki Gladyo unsurlarını kullanarak suikastı planlandığı ileri sürüldü. Rahmetli Necmettin Erbakan hoca da, Bitlis’in katilinin Çekiç Güç olduğunu söyledi.
Bu profesyonelce düzenlenmiş olan sabotajdan iki ay önce de Kuzey Irak’a Barzani ile görüşmeye giden Eşref Paşa’yı taşıyan helikoptere ABD savaş uçakları tarafından kasıtlı olarak yapılan taciz sonucu Bitlis’in helikopteri neredeyse düşecekti. Yani ABD, Bitlis Paşa’ya aba altından sopa göstermişti. Dönemin Refah Partisi milletvekili merhum Şevket kazan bu hadiseyi bir soru önergesi ile meclise taşımıştı.
Bitlis’in şüpheli bir uçak kazasıyla şehit olduğu o dönemde, ülkemizde Uğur Mumcu başta olmak üzere çok önemli isimler birbiri ardına faili meçhul cinayetlere kurban gitti. İşin ilginç tarafı, bu faili meçhul cinayetlerin hepsinin de de üstü örtüldü. Bu da söz konusu cinayetlerin Türkiyemiz’de rahatça cirit atan büyük Şeytan ABD ve siyonist İsrail’in emrindeki NATO/GLADYO tarafından işlendiği şüphesini güçlendirdi.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in olayın meydana geldiği daha ilk dakikalarda hiç bir tahkikat yapılmamışken, ‘Bu bir kazadır’ demesi şüpheleri daha da artırdı. Bu sabotajın üstü örtülmeye çalışılıyordu.
Olaydan sonra hazırlanan ilk bilirkişi raporunda kazanın sabotaj olma ihtimali üzerinde duruldu. Orgeneral Eşref Bitlis'in de içinde bulunduğu çift motorlu uçağın kalkıştan 7 dakika sonra düşmesiyle ilgili raporu hazırlayan heyetin başkanı İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi'nden emekli olan Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ahmet Nuri Yüksel, uçağın kesinlikle buzlanma, pilotaj, bakım hatası, motor ve dizayn hatası nedeniyle düşmediğini belirterek, yaptıkları inceleme sonrasında uçağın sabotaj nedeniyle düşürüldüğü kanaatinde olduğunu söyledi.
Olay sonrası Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından atanan bilirkişi heyetine başkanlık yapan Yüksel, "Uçak bal gibi düşürüldü, hiç şüphem yok" dedi.
Raporun hazırlandığı dönemde yaşadıklarını aktaran Yüksel, hazırladıkları bilirkişi raporunda da yer alan askerin ifadelerini hatırlattı. Askerin ifadesinde bir rütbelinin gece geç saatlerde hangara geldiğini söylediğini belirtti.
Yüksel, "O günün gecesi nöbet tutan bir er, diyor ki: 'Karargah tarafından bir üniformalı pilot, bir astsubay geldi. Parolayı sordum bildi, işareti sordum bildi, üst personel olduğu için girişine izin verdim. Ben şu ana kadar kaç zamandır burada nöbet tutarım, bu saatlerde burada hiç kimseyi görmedim.' diyor." dedi.
Gazeteci Ardan Zentürk de bu konuda şunları söyledi: ‘Orgeneral Bitlis, NATO-FETÖ hattında şekillenen iki başlı derin devlet yapılanmasının Güneydoğu’ya taşıdığı mücadele yöntemine karşıydı. Özal’a sunduğu Kürt Meselesini Çözüm Raporu, ABD-İsrail ikilisinin hedefinin tam tersiydi, bu yüzden infaz edildi. Onun Kürt Sorununa bulduğu çözüm yolu emperyalist planı bozuyordu. Eşref Bitlis, CIA-MOSSAD’ın ve NATO ülkelerinin PKK içindeki parmak izini deşifre etmişti. Bu durum Amerikalıları çok kızdırdı. Eşref Paşa, o yıllarda Amerikan eğitimi almamış nadir generallerden biriydi. Vatanperverdi, Anti Emperyalist idi. ABD ile PKK arasındaki işbirliğini devletin resmi kayıtlarına yazdıran bir generalimizdi. Bu kaza ile ilgili olarak devletin hiçbir kurumu maalesef elle tutulur bir rapor yayınlamadı. Süleymaniye’de ABD tarafından askerlerimizin başına çuval geçirildiğinde ben şunu anladım ki ABD Eşref Bitlis’in mirasından hala korkuyor. Eşref Paşa’yı taşıyan o uçak, motorlarına giden boru tüplerinin tıkanmasıyla düşürülmüştür. Bugün Suriye ve Irak’ta ABD’nin PKK ile birlikte karşımıza dikilmesi o dönemdeki sıikastların bir tesadüf olmadığını göstermesi bakımından önemlidir.’
Araştırmacı yazar Banu Avar’a göre Kürt sorununu ABD ile değil bölge ülkeleriyle iş birliği yaparak bitirme teklifini sunan Eşref Bitlis; Çekiç Güç’e, kukla Kürdistan’a, NATO’ya ve ABD’ye karşı geldiği için katledildi. TSK’nın içine yuvalanmış FETÖ’cüleri yani ABD uşaklarını isim isim bilen bir komutandı. Ruhu şad olsun. İnşallah intikamı ABD’den alınacaktır. 1991’deki Körfez savaşı İncirlik’e Çekiç Güç’ün konuşlanması ile sonuçlanmıştı. Türkiye’de Çekiç Güç’ün konuşlanmasına karşı çıkan birçok kişi faili meçhul cinayetlerle ortadan kaldırılmıştır. Bu isimlerden biri olan Kürt sorununa sivil çözümler üretilmesini savunan ve JİTEM’in yasa dışı eylemlerine karşı çıkan sosyal demokrat Korgeneral İsmail Selen DHKP-C’nin üstlendiği bir terör eyleminde NATO GLADYOSU tarafından katledildi. Yine Kürt sorununa sivil çözümler öneren Korgeneral Hulusi Sayın da DEV SOL tarafından düzenlenen suikastta NATO GLADYOSU tarafından katledildi. Bu iki isim de Eşref Paşa’nın ekibindendi.
Kıymetli vatandaşlarımız ve değerli basın mensupları!
Şubat ayında Türkiye’nin NATO’ya üyeliğinin 70. Yılı geride kaldı. Maalesef millet olarak 70 yıldır bu ‘NATO Deli Gömleğini’ üzerimizde taşıyoruz. Biz, millet olarak, bu emperyalist savaş aygıtı NATO’dan derhal çıkılmasını ve üslerin kapatılmasını talep ediyoruz. NATO tüm dünyada ABD’nin çıkarlarının bekçiliğini yapmaktadır. İşte Ukrayna’da yaşananlar ortada. Tek varlık sebebi savaş olan NATO, Ukrayna’daki trajedinin müsebbibidir.
Aziz Vatandaşlarımız!
Siyonist çete başı Herzog’un Türkiye’ye davet edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamaya göre şimdi de katil Naftali Bennet Türkiye’ye gelecek ve ayrıca bizim bakanlarımız da gaz anlaşması için İsrail’e gidecek. Yani hükümet milletimize zillet üstüne zillet yaşatacak. Korkarız yarın birgün Mavi Marmara’da kardeşlerimizi şehit eden Netanyahu’ya da Türkiye’ye çağırıp madalya verebilirler. İktidarı kendine gelmeye ve terörist İsrail ile tüm ilişkileri kesmeye davet ediyoruz.
6 MAYIS Cuma günü buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz.
KÜRECİK NATO RADAR ÜSSÜNE HAYIR İNİSİYATİFİ
İSLAM ÜLKELERİ, 02 Nisan 2022 14:27
Yorumlar (0)