Ankara'da Siyonist Elçilik Önünde Protesto Eylemi Düzenlendi (Video-Foto)
İSLAM ÜLKELERİ, 02 Ekim 2024 14:29Aksa Tufanına Destek İnisiyatifi tarafından dün (1 Ekim) Ankara’da Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah’ın şehadeti münasebetiyle, siyonist rejim elçiliği önünde protesto eylemi düzenlendi.
Protestoda, aktivist Harun Özkarakaş Müslümanların vahdetini ve direnişi vurgulayan veciz bir konuşma yaptı. Özkarakaş, hükümeti de hamaset dilini bırakarak bir an önce Gazze için gerçekçi adımlar atmaya davet etti. ‘Kahrolsun İsrail Kahrolsun Amerika’, ‘Gazze’ye Selam Direnişe Devam’, ‘Hizbullah’a Hamas’a Direnişe Bin Selam’, ‘Kudüs Şehidi Hasan Nasrallah’, ‘Şehidlerin Yolunu Sürdüreceğiz’, ‘Şehitler Ölmez Direniş Bitmez’, ‘Kürecik-İncirlik Kapatılsın’, ‘Vanaları Kapat Sevkiyatı Durdur’, ‘Küreciği Kapat İsraili Kör Et’, ‘Nato’dan Çıkılsın Üsler Kapatılsın’, ‘Lübnan’a Selam Direnişe Devam’, ‘Yemen’e Selam Direnişe Devam’ ve ‘Hizbullah Nasrallah La İlahe İllallah’ sloganlarının atıldığı eylemde güvenlik güçlerinin yoğun önlem alması dikkat çekti.
Kudüs Günü yayın yönetmeni Kemal Kemahlı tarafından okunan basın açıklamasının tam metni şu şekildedir:
Bismi Rabbi Şuheda.
‘Kim Allah’ı, peygamberini ve müminleri veli edinirse, şüphesiz galip gelecek olan Hizbullah’tır.’ (Maide Suresi 56. Ayet)
Aziz halkımız ve kıymetli basın mensupları!
Şanlı Aksa Tufanı’nın birinci yıldönümüne yaklaştığımız bu günlerde, Gazze’de, siyonist israil’in vahşice saldırıları sonucu çoğunluğu çocuk ve kadınlardan olmak üzere şehid olan 41 bin kardeşimizi rahmetle anıyoruz. Bu soykırımı gerçekleştiren ırkçı israil’i ve ona her türlü desteği veren başta büyük şeytan ABD olmak üzere İngiltere, Fransa, Almanya ve tüm işbirlikçi rejimleri şiddetle lanetliyoruz.
Bu zulme yaklaşık bir yıldır direnen izzetli Gazze halkını selamlıyoruz. Onların bu şanlı direnişine olan desteğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.
Bildiğiniz gibi geçen hafta içerisinde işgalci İsrail, Lübnan’da sivil halka yönelik siber saldırılar düzenledi. Dünya tarihinde daha önce hiç görülmemiş bir katliam gerçekleştirdi. Bu saldırılarda çok sayıda kişi şehid olurken binlerce kişi de hayati organlarından yara aldı. Yine ırkçı israil’in cuma günü Beyrut’un Dahiye bölgesinde Hizbullah’a ait binalara saldırması sonucu hareketin genel sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah ile birlikte seçkin komutanlar ve yüzlerce sivil şehid oldu.
Bu yüreklerimizi dağlayan şehadetten dolayı Seyyid’in ailesine, Hizbullah'a, Lübnan halkına, Filistinlilere, Hz. Mehdi aleyhisselama, Veliyy-i Emri Müslimin-i Cihan İmam Hamenei’ye ve dünyanın tüm özgürlükçü halklarına başsağlığı diliyor ve aynı zamanda tebriklerimizi arz ediyoruz.
Bugün Şehid Nasrallah'ın kanı, Şehid Haniye ve Şehid Salih el-Aruri'nin kanıyla birleşmiştir.
Nasrallah, zaferlerle dolu bir hayatın ardından Aksa Tufanı savaşında Gazze'ye destek ve fedakarlık cephesinde şehadete ulaşmıştır. Bugün, İslam dünyası büyük bir şahsiyeti, büyük bir mücahidi, faziletli bir alimi, dirayetli bir siyasi lideri, Direniş Cephesi ise önde gelen bir rehberini kaybetmiştir.
Başta HAMAS, Kassam Tugayları, İslami Cihad ve Kudüs Tugayları olmak üzere tüm Filistinli direniş grupları ardarda taziye mesajları yayınlamıştır.
HAMAS yayınladığı açıklamada, Nasrallah’ın Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu yolunda şehid düştüğünü vurguladı.
Hamas’ın silahlı kanadı Kassam Tugayları ise, Seyyid Hasan Nasrallah’ın şehadeti üzerine şu açıklamayı yaptı: ‘Şehit Komutan Hasan Nasrullah, Aksa Tufanı sırasında Filistin halkının yanındaki tarihi duruşuyla hatırlanacaktır. O, Mescid-i Aksa'yı ve kutsal değerleri savunmak için verilen bu en kutsal ve onurlu savaşta, Gazze'ye destek cephesini kapatmayı reddetmiş, Hizbullah ve Lübnan halkı büyük fedakârlıklar yapmasına rağmen direnişi sürdürmüş ve canını Aksa uğruna feda etmiştir. Onun kanı, Filistinli şehitler ve direniş liderlerinin kanlarıyla karışarak, Kudüs'ü özgürleştirme yolunda silah arkadaşlığı ve kardeşliğin en büyük örneğini sergilemiştir. Bizler, Hizbullah'ın bu büyük acının üstesinden geleceğine ve şehit liderin izinde yürüyerek, onun ve yoldaşlarının kanlarıyla çizdiği yolda yetkin liderlerin Hizbullah'a önderlik edeceğine dair büyük bir güven duyuyoruz. Terörist siyonist düşman, şu an geçici bir sevinç içinde olabilir ve suç dolu eylemlerini artırabilir, ancak çok yakında, ümmetimizin direnişçilerinin ve samimi evlatlarının eliyle kaçınılmaz yok oluşlarına doğru adım attıklarını fark edeceklerdir.”
Aziz milletimiz ve değerli basın mensupları!
Türkiye halkı olarak Lübnan halkının ve direnişinin destekçisi olmaya devam edeceğimizi bir kez daha Ankara’dan ilan ediyoruz. Kudüs ve Mescid-i Aksa özgür olana kadar şehitlerimizin kutlu yolunu sürdüreceğiz inşallah.
Peki, neden gasıp israil rejimi Nasrallah’ı ve Lübnan’ı vahşice hedef aldı?
Çünkü Aksa Tufanı Savaşı’nın başlamasından bir gün sonra yani 8 Ekim 2023’te Hizbullah, Güney Lübnan’dan yani işgal altındaki Filistin topraklarının kuzeyinden Gazze’ye destek cephesini açtı. Hizbullah, kuzeydeki siyonist yerleşkelere düzenlediği füze saldırılarıyla, yaklaşık 200 bin siyonist işgalciyi başka bölgelere göç etmek zorunda bıraktı. Bu da Gazze savaşıyla ekonomisi darbe alan siyonist rejime ek bir mali yük getirdi. Ayrıca aylardır evlerine dönemeyen siyonist halk, Netanyahu hükümetini Hizbullah karşısında aciz kalmakla suçladı. Hizbullah bu süre zarfında siyonist ordunun askeri hedeflerine çok başarılı operasyonlar yaptı. Bu operasyonlarda binlerce siyonist asker öldü veya yaralandı. Siyonist ordunun en önemli askeri karargahları yerle bir edildi. Direnişin Lübnan destek cephesini açması nedeniyle siyonist ordu, kara birliklerinin en az üçte birini Lübnan sınırına kaydırmak zorunda kaldı. Hizbullah’ın bu desteği Gazze’deki askeri direnişin büyük ölçüde rahatlamasını sağladı.
Tabi Hizbullah bunu yaparken büyük bedeller ödedi ve hala da ödemeye devam ediyor. Aksa Tufanı Savaşı’nın başlamasından bu yana Hizbullah, genel sekreteriyle birlikte aralarında üst düzey seçkin komutanlarının da bulunduğu 500’den fazla askerini Kudüs yolunda şehid verdi. Bu arada korsan israil’in Güney Lübnan’a düzenlediği saldırılardan dolayı yaklaşık 500 bin Lübnanlı evlerini terk ederek kuzeye hicret etmek zorunda kaldı. Zaten ekonomisi çok kötü olan Lübnan’da bu durum, Hizbullah’ın yükünü daha da ağırlaştırdı.
Bu bir yıllık süreçte siyonist düşman; Amerikalı ve Avrupalı arabulucularla Hizbullah’a kuzey cephesini kapatması yönünde teklifler ve tehditler gönderdi. Fakat bu teklif ve tehditlere rağmen Seyyid Hasan Nasrallah her defasında açıkça, ‘Gazze’deki savaş durana dek Lübnan cephesini kapatmayacağız. Hepimiz öldürülsek de Gazzeli kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacağız.’ dedi.
Biz de Ankara’dan Lübnan halkına ve direnişine diyoruz ki; ‘İçinde bulunduğunuz büyük sıkıntılara rağmen Gazze’yi desteklemeye devam eden şerefli Lübnan halkı ve direnişi! Vallahi bizler de sizleri yalnız bırakmayacağız inşallah. Yolunuz yolumuz, ahdiniz ahdimizdir. Özgür Kudüs’te buluşuncaya ve Mescid-i Aksamızda omuz omuza namaz kılıncaya kadar bu kutlu yoldan dönmeyeceğiz.’
Muhterem vatandaşlarımız ve değerli basın mensupları!
2 milyarlık İslam alemine, İslam ülkelerinin yöneticilerine, ordularının komutanlarına ve kuruluşlarına şu soruyu soruyoruz: Gazze’yi savunmak ve bu uğurda can vermek sadece şehid Seyyid Hasan Nasrallah’a mı farzdı? Neredesiniz, ey konuştuğu zaman mangalda kül bırakmayan liderler? Neredesiniz Suriye’de Esad’ı yıkmak için milyarlarca dolar harcayan satılmış Arap krallıkları? Soruyoruz sizlere neredesiniz?
Irkçı israil’in bu savaşı tüm bölgeye yayma stratejisi izlediği bu kritik dönemde artık ülkemizin idarecilerinin de elini taşın altına koyma vakti geldi de geçiyor bile.
Aziz milletimiz, hükümetten bir an önce Kürecik NATO radarını söküp atarak gasıp israil’i kör etmesini, siyonist israil’le hemen bugün tüm ilişkileri kesmesini, bu zalim rejimi tanımaktan vazgeçmesini, Azerbaycan petrolünün Bakü-Ceyhan boru hattından işgalci israil’e sevkiyatının durdurulmasını, siyonist elçiliğin kapatılmasını, siyonist israil’de askerlik yapan çifte vatandaşlığa sahip Yahudileri tespit edip vatandaşlıktan çıkarmasını, bu bağlamda Hüda Par’ın verdiği kanun teklifinin hemen yasalaşmasını, Mavi Marmara davasını yeniden açmasını, başta İncirlik olmak üzere Türkiye’deki NATO üslerinden ABD eliyle siyonist israil’e herhangi bir askeri ve istihbari yardımın gitmesini engellemesini ve Haydarpaşa limanında keyfi olarak bekletilen Vicdan Gemisi’ne hareket izni vermesini istemektedir. Şimdi hamasi sözler söyleme vakti değil, eylem vaktidir!
Bu arada Batı Şeria’da Filistinli çiftçilerin haklarını savunurken siyonist askerler tarafından şehid edilen Ayşegül Ezgi Eygi’yi de rahmetle yad diyoruz. Hükümetten, vatandaşımız olan şehid Ayşegül’ün hakkını aramasını ve Türk Ceza Kanunu’nun 12. maddesi gereği katilinin bulunup yargılanması için hukuki süreci gecikmeksizin başlatmasını talep ediyoruz.
Biz Ankara’dan, siyonistler karşısında şanlı bir direniş gösteren Hamas’ı, İslami Cihad’ı, Lübnan Hizbullahı’nı, Yemen Ensarullahı’nı ve Irak İslami Direnişi’ni selamlıyoruz. Sonuna kadar Direniş Cephesi’nin yanındayız. Onlarla iftihar ediyoruz.
Yaşasın Direniş Cephesi, Yaşasın Küresel İntifada, Kahrolsun İsrail, Kahrolsun Amerika, Kahrolsun İşbirlikçi Rejimler
AKSA TUFANI’NA DESTEK İNİSİYATİFİ
İSLAM ÜLKELERİ, 02 Ekim 2024 14:29
Yorumlar (0)