Libya'nın Bu Hale Gelmesi İsrail'i Dört Köşe Ediyor
İSLAM ÜLKELERİ, 04 Mayıs 2015 15:35Milli Gazete yazarı Ekrem Şama, Libya’nın harap oluşunu gündeme getirdiği yazısında, “NATO Libya’yı tam anlamı ile harabeye çevirdi. Yüzbinlerce Müslüman öldürüldü, altyapı tahrip edildi, Haçlılar aç kargalar gibi Libya petrollerine el koydular, İsrail memnunluktan dört köşe edildi” ifadelerini kullandı.
Milli Gazete yazarı Ekrem Şama, Libya’nın harap oluşunu gündeme getirdiği yazısında, “NATO Libya’yı tam anlamı ile harabeye çevirdi. Yüzbinlerce Müslüman öldürüldü, altyapı tahrip edildi, Haçlılar aç kargalar gibi Libya petrollerine el koydular, İsrail memnunluktan dört köşe edildi” ifadelerini kullandı.
Yazının tamamı şu şekilde:
DELİ dolu, pervasız, patavatsız bir başkan tarafından yönetilirdi.
Bir diktatör de diyebilirsiniz…
Halkına zulmeder miydi?
Belki ama bir Saddam veya Mübarek gibi değil.
Ülkesinin zenginlik kaynaklarını Haçlılara yedirmemek için çabalardı. Ülkesinin bayındırlığı ve halkının refahı için kullanırdı. İsrail’e asla pas vermezdi. Filistin davasını savunurdu. Ülkesinin imar işlerini Türk firmaları ile yürütürdü.
Libya, Haçlı-Siyonist işbirliği ile hazırlanan Büyük Ortadoğu Projesi kapsamına alındı. Yani İsrail’in yayılması karşısında bir tehdit olduğundan dolayı yıkılacak ülkeler listesine dâhil edildi.
Bu ifrit plan 2011 tarihinden itibaren yürürlüğe sokuldu. Bahar mahar diyerek ateş çiçekleri açtırmaya başladılar.
Önce denetlenmesi çok zor olan çöl sınırlarından ajanlar sokuldu. Uçaklarla silahlı elamanlar atıldı. Silahlar sokuldu ve iç savaş başlatıldı.
Kaddafi’nin madalyalı ve plaketli eski dostu T.C Başbakanı, BOP Eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın duyacağı şekilde ikide bir mesaj yollayarak, Libya’nın başından çekilmesini, baharın önünde direnmemesini istiyordu.
Derken Haçlılar fiilen saldırıya geçtiler. Arkasından NATO müdahalesi geldi.
Rivayet olunur ki, Kaddafi Türkiye’ye yapmış olduğu yardımların hatırına, eski dostu Erdoğan’ın, NATO’daki bir oyu ile onları kendi üzerinden çeker ve bela defedilir, diye umuyordu. Nitekim “NATO’nun Libya’da ne işi var yahu!” diye mırın kırın ettiyse de Recep Tayyip Erdoğan, Mehmetçiği NATO’nun emrinde Libya’nın bombardımanına destek için gönderdi. Bahanesi de şu idi:
“Libya’nın Libyalılara ait olduğunu tespit ve tescili için biz oraya asker gönderiyoruz!”
NATO Libya’yı tam anlamı ile harabeye çevirdi. Yüzbinlerce Müslüman öldürüldü, altyapı tahrip edildi, Haçlılar aç kargalar gibi Libya petrollerine el koydular, İsrail memnunluktan dört köşe edildi.
Dünyada belki benzeri olmayan, acayip, garaip bir şey daha oldu:
T.C. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yanında üst düzey iktidar temsilcileri ile birlikte bavullarla yüzlerce milyon dolar parayı nakit olarak taşıyıp iç savaş taraflarından birilerine götürdü, teslim etti.
Kimin parasını, kimin emriyle, kimlere ve ne maksatla götürüp verdiği çok merak konusudur. Bunun hesabını kime, nasıl, ne zaman verecekleri ise belli değildir.
Şimdi bu güne bakalım:
Libya Libyalıların mı?
Birbirleri ile savaş halinde ve 40 parçaya bölünmüş bir Libya var karşımızda. Petrolleri yağmalanmaya devam eden bir Libya!
Vatandaşlarımızın kovulduğu, alacaklarının gasp edildiği bir Libya!
Müslümanların kitleler halinde öldürüldüğü, can, mal, ırz emniyetinin bulunmadığı bir Libya!
Cehenneme dönmüş bir Libya’dan insanlar kaçmak için inanılmaz yöntemlere başvuruyorlar. Akdeniz her gün yüzlerce kişiyi yutuyor. Aileler parçalanmış, insanlar can derdinde, bugünleri ve yarınları meçhul milyonlarca Müslüman!
“Haçlı ve Siyonist katiller Libya’yı öldürdüler!..”
Tarih böyle yazacak!
Ne yazık ki bu katiller arasında Türkiye de zikredilecek!
İktidar mensupları destekçileri ve bütün Türk halkı katillerle beraber anılacak.
Şimdi görüyor musunuz, şu iktidarın halini?
Libya can çekişirken, her gün binlerce insan katledilir veya intihar edercesine Akdeniz sularına gömülürken, sus pus olmuşlar.
Her gün Libya hakkında demeçler veren, akıllar veren, paralar taşıyan iktidar mensuplarından gık çıkmıyor.
Sayın Cumhurbaşkanı bu konuyu ağzına almıyor!
O günün Dışişleri bakanı olan Sayın Başbakan’dan tık yok!
Dışişleri olayları görmezden geliyor!
Yandaş medya tek kare bundan bahsetmez!
Neden?
Acaba Libya BOP’landı, artık üzerinde hiç durmayalım, mı demek isteniyor?
Libyalılar Müslüman değil midir ki, kör ve sağır kalıyorlar?
Yoksa yaptığımız bu rezalet işlerden halkın haberi olmasın diye mi susuyorlar?
Konuşun bre konuşun!
Olanları açıklayın!
Paraları nakden ve peşinen sizden alanlar, şimdi kimden emir alıyorlar?
Yazıklar olsun sizlere!
Ey Milli Görüşçüler!
Biz bu rezil işlerden hiç sorumlu değiliz zannetmeyelim! Tarih bizi de suçlayacak!
Biz de bütün gücümüzle cihad edip iktidarın bu vahim hataları işlemesini önleyemedik!
Tarih böyle yazacak!
Bari artık ayağa kalkalım ve paramızla, canımızla bu rezil gidişi önlemek üzere meydanlara inelim!
Ey Milli Görüşçüler!
Hala oyunda oynaşta geçirecek vaktimiz mi var?!.
ODUN
Batıya işbirlikçi oldular,
Verdiler, ödün üstüne ödün!
Bugün Müslümanlar falakada,
Yiyorlar odun üstüne odun!
İSLAM ÜLKELERİ, 04 Mayıs 2015 15:35
Yorumlar (0)