Suud Yönetimi Allame Nemr'i İsrail'in İşgal Ettiği Adaları Gündeme Getirmesi Nedeniyle Şehit Etti
İSLAM ÜLKELERİ, 14 Ocak 2016 20:38Suudi Arabistanlı din adamı Ayetullah Nimr El Bakır Nimr (57)’in idamının ardındaki önemli bir neden de, Suudi Arabistan’a ait olan ve 1967 yılından buyana İsrail işgali altındaki Tiran (80 Km2) ve Sanafir (33 Km2) adalarının akıbetini sorması oldu.
Herkes onun Şii din adamlığını sorgularken, gözardı edilen önemli bir gerçek de buydu. Cesur din adamı Nimr, ölmeden önce yaptığı bir konuşmada Bahreyn ve Yemen müdahalelerini eleştirerek, “Neden İsrail’in 1967 yılından buyana işgal ettiği Tiran ve Sanafir adalarını kurtarmıyorsunuz? Orası vatan toprağı değil mi?” demişti. Arabistan yönetimini rahatsız eden bu konu yıllardır Arabistan’da sümen altı edilmiş durumda.
İsrail 1967 savaşında işgal etti
Suudi Arabistan toprağı olan Tiran ve Sanafir adaları, 5 Haziran 1967 günü başlayan ve altı gün süren Arap-İsrail Savaşı sırasında askeri amaçlar için S. Arabistan Kralı Faysal tarafından Mısır’a verilmişti. Savaş sırasında İsrail tarafından işgal edilen iki ada, Akabe Körfezi’nin Kızıldeniz’e açılan ağzında bulunuyor ve bölgenin kontolü açısından stratejik önem arz ediyor. İsrail bu savaş sırasında Mısır, Ürdün ve Suriye ile savaştı ve Sina Yarımadası ile Golan Tepelerini ele geçirdi. Savaş sonrasında Mısır yönetimi, Adaların Suudi Arabistan yönetimine ait olduğunu söyledi ve hak iddia etmedi. Suudi Arabistan ise Adaların Mısır’a devredildiğini ileri sürdü ve konunun üzerine örttü.
Mısır’la 17 Eylül 1978 günü imzaladığı Camp David anlaşmasından sonra İsrail, bölgenin uluslararası geçiş güzergâhı olarak tanınması karşılığında bu adalardaki askeri güçlerini çektiyse de Suudi Arabistan bu adalar üzerindeki hâkimiyetini kaybetmiş oldu. İsrail’in gemileri için geçiş güvenliği sağlanması karşılığında çekildiği adaların daha sonra BM tarafından Amerikan ve Mısır güçlerinin yönetimine bırakıldığı, İsrail’in ise bölgeyi lojistik destek için istediği gibi kullanabilmekte olduğu bildiriliyor.
Konuyu gündeme getirmek yasak
Konu o gündün bugüne de İsrail-Suudi Arabistan ittifakını bozmamak için gündeme gelmedi. Arabistan yönetimi hiç de küçük olmayan iki ada için ‘mercan kayalıklarından ibaret” diyor. Ayrıca ‘yerleşim olmadığı için de bir öneminin bulunmadığını’ ileri sürüyor. Arabistan yönetimi konunun ülke içinde dillendirilmesini ve basında yazılmasını da yasakladı. Bunun en son kurbanı cesur din adamı Nimr oldu.
8 yıl önce de gündeme getirdi
Ayetullah Nimr, Adalar konusunu ilk kez 8 yıl önce görev yaptığı Katif’teki dini merkezde bir hutbe sırasında gündeme getirdi. Konuşmasında “Siz bize ABD ve İsrail aleyhine konuşmayın diyorsunuz. Biz ise diyoruz ki İsrail iki adamızı işgal etmiş ve bunu halka söylemiyorsunuz. Bu adaları kurtarmaya niyetiniz var mı?” dedi. Bunun üzerine uyarıldı. İran yanlısı olduğu iddia edilen Nimr aslında İran’ın Şiilik anlayışını da eleştiren birisi. Suriye yönetimini de, zamanında gerekli tedbir almadığı için eleştiren Nimr, Esad’ı uyararak Baas Partisi’ne çeki düzen vermesini istemişti. Irak’taki çatışmaları da hatırlatan Nimr, Esad’ın tedbir almaması halinde buradaki olayların Suriye’ye de sıçratılacağını vurgulamıştı.
Başı kesilerek infaz edildi
Ayetullah Nimr, silahlı mücadeleden ziyade sözlü/siyasi mücadelenin daha etkili olacağını belirterek, “söz silahtan daha güçlüdür” diyordu. 2011 ve 2012 yılları arasında meydana gelen Bahreyn ayaklanması sırasında Katif’teki muhalif gösteriler nedeniyle gözaltına alınan Nimr, ülkenin yüzde 20 nüfusuna tekabül eden Şii mezhebinin tanınmasını ve buna yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını istemişti. Nimr, ayrıca seçimlerin yapılmasını ve ABD ve İsrail destekli dış müdahalelerin durdurulmasını da istemişti. Bahreyn olayları sırasında Arabistan’ın müdahalesini eleştiren Nimr, Adalar konusunu tekrar gündeme getirmişti. Nimr, Yemen’e müdahaleyi de cezaevinden gönderdiği mesajlarla kınamış ve Adalar konusundaki eleştirisini yinelemişti.
Kılıçla idam edildi
Nimr hakkında özel yetkili Riyad Ceza İhtisas Mahkemesi tarafından 15 Ekim 2014 günü “Siyasi otoriteye itaatsizlik, ülkenin güvenliğini tehdit eden unsun olmak, yabancı ülke müdahalesine zemin hazırlamak ve tutuklanma sırasında silahla direnmeye çalışmak”la suçlanarak idam cezasına çarptırılmıştı. Nimr “silahlı direnme” iddialarına karşı “beni silahla gören varsa gösterin kabul edeyim” demişti. Nimr’in infaz edildiği gün 46 kişi daha infaz edildi. İdam edilenlerin dördünün Şii diğerlerinin ise Sünni kökenli El Kaideci oluduğu ileri sürüldü. Nimr kılıçla kafası kesilerek infaz edildi. Cenazesi ailesine de verilmedi.
Mısırlı Milletvekilinin iddiası
İran’ın Arapça yayın yapan el-Alem televizyonuna 2010 yılında bir açıklama yapan Mısırlı Milletvekili Muhammed Abdu’s Semi, İsrail işgali altındaki stratejik öneme sahip ‘Sanafir’ adasının Suudi Arabistan’a ait olduğunu belirterek, İsrail’den bu adayı Riyad yönetimine bırakmasını istedi. Semi, Suudi Arabistan yönetiminin sessizliğini anyalamadığını hatırlatarak şunlara değindi: “Sanafir adası, askeri açıdan stratejik bir öneme sahiptir ve uluslararası sınırları belirleyen yasalara göre de burası Suudi Arabistan’a aittir. Bu ülkenin uluslararası mahkemelere başvurarak bu adayı talep etme hakkı bulunmaktadır. İsrail’in bu adadaki askeri varlığı İsrail’e bu adaya sahip olma hakkı vermez. Bu adanın stratejik önemi çoktur. Bu adayı ele geçiren tüm bölgeye hakim olabilir ve başkaları için tehlike oluşturabilir.”
Turizm açısından da önemli adalar
80 Km2 alana sahip olan Tiran adası, bugün turistik amaçla da çok sayıda otele sahip. Tiran adası doğal akvaryum ve dünyanın en önemli dalış merkezi olarak kabul ediliyor. 33 Km2’ye sahip olan Sanafir adası da bölgede turizm ve askeri amaçlarla kullanılan önemli ada. İsrail 22 Ocak 1970 günü bir operasyonla da Kızıldeniz ağzında bulunan Mısır’a ait 42 Km2 alana sahip olan Şadvan Adası’nı ele geçirmişti. Stratejik öneme sahip bu ada daha sonra Mısır’a geri verilmişti.
Ercan Dolapçı / Ulusal
İSLAM ÜLKELERİ, 14 Ocak 2016 20:38
Yorumlar (0)