Milli Gazete yazarı Ali Haydar Haksal, İsrail’in İstanbul Başkonsolosunun Hürriyet’e verdiği röportaja değindiği yazısında, Türkiye-İsrail ortaklığının vahim sonuçlarını ironik bir dille gündeme getirdi.

İşte o yazı:

Bu, abartılı bir ifade değil. Stratejik ortağımızın(!) öngörüsü ve düşüncesi. Şu an İsrail’in Türkiye’deki en üs düzey temsilcisi, İstanbul Başkonsolosu Shai Cohen’e ait. Biz sadece ufak bir müdahalede bulunduk. Şöyle ki, Hürriyet gazetesinden Verda Özer’e 11 Mayıs 2016 tarihinde verdiği röportajda önemli bilgiler veriyor.

İsrail ile anlaşmalar tamamlanmış gibi. Sadece biri iki küçük pürüz var. Onlar da çok önemli değil. Sonuca ulaşma çok yakın. AK Parti’nin kongresi, yeni başbakan ve dışişleri bakanı bekleniyor.

Türkiye’nin özür talebi karşılanmış bunda bir sorun yok.

Mavi Marmara şehitleri için İsrail’in önerdiği rakam 20 milyon dolar. Türk tarafının bunu kabul etmesi bekleniyor. Bunda da bir sorun yok. Belki biraz daha arttırılabilir…

Gazze açıklarına yanaşacak olan bir gemi ile su ve elektrik sorunları giderilecek. Tek sorun bura ile ilgili güvenlik konusu. Bir tıbbi gemi giderse bu önce Aşod limanına yanaşacak, kontrol edilecek, kamyonlara yüklenerek Gazze’ye gönderilecek. Çünkü Gazze’de başka bir liman yok. Zorunlu oraya yanaşacak.

Filistinliler bu oluşuma dâhil olmak istiyor fakat Hamas ile kesinlikle olmaz diyor başkonsolos. Yani Abbas tarafı ile olabilir demeye getiriyor. Hamas bir terör örgütüdür, Türkiye onlar ile olan ilişkilerini gözden geçirmek zorunda!

Bu söyleşide önemli bir bilgi de var. Türkiye Hamas liderlerinden Salih el Aruri’yi sınır dışı etmiş. İlginç. Bu, İsrail’in istekleri doğrultusunda olan bir durum. Filistinliler Suriye’ye de sığınamıyor. Nereye gidecekler bilinmez. Aruri’nin gönderilmesiyle sorun tamamen giderilmiş de değil.

İlginç bir durum daha var. Açık açık İHH’yı terör örgütü olarak niteliyor. İfadesi şöyle: “Türkiye bir terör örgütüyle çalışarak Gazze’ye yardım etme isteğini yerine getiremez. Başka bir çözüm bulmalıyız.” İHH Başkanı Sayın Bülent Yıldırım dostumuza duyurulur, siz artık kendinize yeni bir kapı arayın, işiniz bitmiştir.

İsrail’in doğalgazı Türkiye üzerinden Batı’ya taşıyacak büyük bir proje de hazır durumda.

Türkiye ile İsrail arasındaki güven sorunu epey yumuşatılmış gibi. Mesela Hamas İsrail tarafına roket atarsa Türkiye Hamas’ın tarafını tutamayacak. Ee artık NATO’da ortağız!

Anlaşmalar tamamlanırsa Netenyahu Türkiye’yi ziyaret edebilir. Bölgede demokrasi ile yönetilen iki ülke var biri Türkiye diğeri de İsrail. Birlikte yapılacak çok iş var. Çünkü bir tek terör sorunu bulunuyor.

Artık stratejik ortağımız İsrail olduğuna göre, diğer komşu ülkelerin tamamıyla sorun bulunuyor. Dört bir yandan kuşatılmışız. Birlikte, PKK, PYD, DEAŞ, Hizbullah, Hamas ile birlikte mücadele edebiliriz. İHH da bu toplam içinde yer alıyor. Çünkü o da bir terör örgütü. El Nusra işlevini yerine getirdi nasılsa. Geriye ne kaldı bilmiyorum.

Ah şu güven sorunu da tam ortadan kalkabilse. Zaten NATO ortağı bulunduğumuza göre bundan böyle kuralların dışına asla çıkamayız.

Bir de kamuoyu diyeceğim ama kamuoyu iki günde halledilir. Muhafazakâr medyamızın canı sağ olsun. Molla cübbeli bir vaaz verdi her şey tamam. Yarın diğerleri koro halinde katılır zaten. Bir üfürük yeter. İsrail ile anlaşma sonrası Gazze ve Filistin’in kurtuluş muştuları havada uçuşur. İsrail muhafazakârlığı iyice koyulaşır. Hem onlar da bir şeriat devleti ve topluluğu değil mi, hem İbrahimi bir din hem de… Off neler neler söylüyorum.

Başkanlık sorunu ile birlikte şu terör sorunu da biraz hafilerse bizden iyisi yok. İsrail ile birlikte bölgede tozu dumana katarız. İran’ı iki günde hallederiz. Hamas’ı Hizbullah’ı bitiririz. İHH da kuzu kuzu oturur sesini çıkarmaz, çıkaramaz. Suud’muş, Irak’mış, Suriye imiş, onları geçiniz efendim Sisi ortağımız da işin içine girerse bundan âlâ ne olabilir.

Hay Allah şu dilimi eşek arısı soksun neler neler söylüyorum. Tu tutuuu…

İSLAMİANALİZ