Siyonist işgal rejiminde yayınlanan gazetelerden Yediot Ahranoot, Knesset Araştırma Merkez’in yayınladığı rapora atıfta bulunarak, 6359 askerin ailesinin İsrail’de olmadığını, 3687 askerin ise tek başına İsrail’e gelip askerlik yaptığını, yılda ise 1200-1400 kadar yeni askerin İsrail’e geldiğini ifade etti.

Gazete gelen askerlerin daha çok yardım aldıklarını, bazılarının ev kirası yardımı aldığını veya bazı derneklerin askerler için hazırladıkları evlerde kaldıklarını, aynı şekilde elektrikte de indirimden faydalandıklarını, gayrı menkul vergilerden muaf olduklarını ve birçok acil ekonomik yardım aldıklarını hatırlattı.

Tabi bütün bunlar askerlik süresincedir. Askerliğin son bulmasıyla bu yardımların büyük ölçüde azaldığına dikkat çeken gazete, bir defaya mahsus olmak üzere askerlere 1500 dolarlık bir yardım yapıldığını, üç ay ordu evinde kalmalarına izin verildiğini ve eğitimlerine devam etmelerine olanak sağlandığını belirtti.

Gazeteye konuşan S.K. isimli asker, Amerika’dan İsrail’e gelip üç yıl Rimon birliğinde görev yaptığını, 2012 yılında terhis olduktan sonra bir tek gün bile İsrail’de kalmadan doğruca Amerika’ya döndüğünü söylüyor ve duygularını şöyle aktarıyor:

“Her şeyimi; ailemi, arkadaşlarımı, dostlarımı, okuduğum fakültemi bırakıp İsrail’e geldim. Birkaç ay sonra da orduya iştirak ettim. İbranice olarak öğrendiğim tek şey “evet” ve “hayır” dı. Toplumla bir türlü iletişim kuramadım. Bütünleşemedim. Aileden de yardım almadım. Sonunda yıkıldım ve ülkeme geri döndüm. İşlerin benimle başarıya ulaşacağını umuyordum. Ancak sonuç sıfır.”

Siyonist işgal rejimi yaptığı dini propaganda ile dünyanın dört bir yanında oldukça iyi koşullarda yaşayan ve önemli konumlarda bulunan Yahudileri işgal ettiği Filistin topraklarına değişik vaatlerle getiriyor. Cennet vaadiyle getirilen bu insanlar işgal altındaki Filistin topraklarına geldiklerinde durumun çok farklı olduğunu görüyorlar.

Bir yandan işgal rejiminin Filistin halkına yaptığı baskılar, zulüm ve katliamlar; diğer taraftan ordunun çıkardığı savaşlarda gördüğü manzara, duyduğu barut kokusu, hissettiği korku ve yaşadığı panik eski hayatını aratır hale getiriyor. Bunun sonucunda fırsat bulduğunda geldiği ülkeye geri dönüyor.

İşgal rejiminin kendisinin de itiraf ettiği şekilde artık Avrupa ve Amerika’dan eskisi gibi Yahudi gelmiyor. Birçoğu rahatını ve ekonomik düzenini bozup işgal altındaki Filistin topraklarına gelmek istemiyor.

fiem