İslami Cihad Liderlerinden Hızır Habib Türkiye'deki Darbe Girişimini Değerlendirdi

Maalesef bir çok Arap ve İslam ülkesi, açık veya gizli bir şekilde Siyonist İsrail rejimi ile ilişkilerini normalleştirme peşinde ve ABD’nin oluşturduğu, partilerin ve medeni toplumun kurumları aracılığı ile pratiğe dökülmüş bu yenilikçi kargaşadan istifade ederek, İsrail rejimini düşman bir ülkeden, bir müttefik haline getiriyorlar. 

Görüntülenme: 2234 Tarih: 30 Temmuz 2016 19:44
İslami Cihad Liderlerinden Hızır Habib Türkiye'deki Darbe Girişimini Değerlendirdi

Filistin İslami Cihat akımının liderlerinden Hızır Habib Gazze’de Fars muhabirlerine verdiği röportajda, Arap ülkelerinin sosyal gelişme açısından en düşük düzeyde yer aldıklarını belirterek, ‘’askeri güçlerin medeni hayatı kontrol etmesi, Arap ülkelerinin geride kalmasına ve  Üçüncü dünya ülkelerine ya da gelişmekte olan ülkelere tenezzül etmesine sebep olmuş etkenlerden biridir’’ dedi.

Hızır Habib açıklamalarını şöyle sürdürdü: Bizim onaylamamız veya muhalif olmamızı bir kenara bırakırsak, göreceğiz ki askeri darbeler demokratik özgürlüklere karşı yapılıyor, son zamanlarda Türkiye’de Türk milletinin isteğine karşı gerçekleşen askeri darbe girişimi gibi.  Filistin İslami Cihat akımı siyasi ve medeni işlere askeri müdahale yapılmasına karşıdır. Eğer darbe girişimi başarılı olsaydı, ABD ve İsrail Türkiye’de yönetimi ele alıp, Türkiye’yi Filistin konusundan uzaklaştırarak, bu konunun zedelenmesine sebep olurlardı.

Fiistin İslami Cihat lideri açıklamasının devamında şöyle konuştu: Biz Bugün Türkiye’de hem hükumeti elinde alan partinin taraftarlarının hem muhalif partilerin taraftarlarının sokaklara, caddelere inip, Türkiye hükumetini ve demokrasiyi desteklediklerini görüyoruz. Biz Filistinlilerin de bu konudan ders alması gerekiyor.

Askeri darbeler Arap ülkelerinin güçsüzlüğüne yol açıp İsrail’in çıkarları doğrultusundadır. Dolayısıyla ABD bölgede yönlendirme rolünü üstlenerek, bölgede Arap dünyasında ve İslam dünyasında huzursuzluk yaratıyor, Irak, Libya, Yemen, Mısır ve Suriye ordularının yok olma veya güçsüzleşme sebebi de budur.

Habib Arap ve İslam dünyasının sorunlarının İsrail rejiminin çıkarlarına olduğunu belirterek, İsrail’in güçlü ve strateji sahibi Arap ordularının bölgede bulunmasını istemediğini vurguladı.

Filistin İslami Cihat lideri konuşmasını şu cümleler ile sürdürdü: Maalesef bir çok Arap ve İslam ülkesi, açık veya gizli bir şekilde Siyonist İsrail rejimi ile ilişkilerini normalleştirme peşinde ve ABD’nin oluşturduğu, partilerin ve medeni toplumun kurumları aracılığı ile pratiğe dökülmüş bu yenilikçi kargaşadan istifade ederek, İsrail rejimini düşman bir ülkeden, bir müttefik haline getiriyorlar. Arap ülkelerinin bazı liderleri İsrail’i ortak sayarak İran’a karşı bu rejim ile işbirliği yapıyorlar.  ABD’nin bölgedeki politikası, Arap ülkelerinin Siyonist düşman karşısındaki tutumunu değiştirmek ve Şiiler’i düşman olarak saymalarını sağlamaktır.

Habib konuşmasında ABD’nin hassas ve tehlikeli politikasına değinerek, özellikle İsrail’in Araplar’ın dikkatsizliğinden yararlanarak, Kudus’u Yahudileştirme ve Gazze kuşatmasını güçlendirip Batı Şeria'sında şehir inşa etmeye devam ettiğini hatırlattı.

Filistinli lider açıklamasını şu cümle ile bitirdi:
Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda, artık Filistin meselesinin Arap ülkelerinin ilk meseleri arasında yer almadığını görüyorum.

tesnim 

Yorumlar