İran Savunma Bakanı Hüseyin Dehgan, bu gün Tahran’da Cuma Namazı hutbesinden önce yaptığı konuşmada 11 Eylül saldırılarının yıldönümüne ve bu saldırının sonuçlarına değinerek şunları söyledi: Bölgemiz hala 11 Eylül saldırılarından kaynaklanan işgal ve müdahalelerden kurtulamamıştır. Amerika, dünyanın her noktasında teröristlerin yetiştiği ve bu konunun Amerika’nın güvenliğini tehlikeye attığı bahanesiyle, Büyük Ortadoğu Projesini gündeme getirmiştir. Onların görünüşte amaçları, otoriter ve demokrasi yolundan ayrılmış hükümetleri değiştirmekti ve barış, istikrar, güvenlik, refah ve demokrasi sloganıyla bölgedeki sürekli varlığını sağlayacaktı.

Onların hareketi daha başından yenilgiyle karşı karşıyaydı. Eğer bölgede bulunmak ve İsrail Rejiminin güvenliği sağlamak istiyorlarsa, birkaç şey yapmaları gerekiyordu. İlk olarak, kendileri tarafından bir harcama yapmaya gerek olmalıydı ve ikinci olarak, bölgeyi güvensiz kılacak hareketler oluşturmalılardı.

Onlar bölgede inkılabi kapasiteleri yok etmek istediler. Hizbullah ve Hamas’a saldırılar düzenlediler ve amaçları inkılabi kapasiteleri saldırıya maruz bırakmak ve bu hareketler tarafından bir eylem gerçekleştirmesini engellemekti.

İslamofobi, Şiifobi ve İranofobi, bölge ülkelerini İran İslam Cumhuriyeti ile karşı karşıya getirmek içindi ve bu yaptıklarının bizim inkılabi halkımızın İslami hareketini durduracağını zannettiler.

Tahakküm ve ülkelerin bağımsızlıklarının alınması karşısında duran tek ülke İran İslam Cumhuriyetidir.

Halkın isteklerine saygı göstermek hegemonik sistemin tahammül edemediği bir olaydır. Bizim istikrarımıza ve barışa sebep olan şey, savunma gücüdür. Silahlı Kuvvetlerimiz inkılap ve hükümet karşıtı tüm hareketler hakkında sahip olduğu istihbaratla, oluşabilecek her türlü kaosu engelliyor ve mücadele ediyor.

Bizim halkımıza karşı yapılabilecek her türlü tehdit ve saldırıya karşı mücadele edebilecek bir gücümüz var. Savunma Sanayimiz, bilim adamları, geniş bilgi ağı ve askeri altyapısıyla bizim bütün savunma ihtiyacımızı karşılamaktadır.

Biz ihtiyacımız olan her alanda faaliyette bulunabiliriz. Füzelerimiz yüksek imha, dayanıklılık ve güvenilir taktik modu gücüne sahiptir. Ürünlerin kalitesi ve menzilleri noktasında hiçbir sınırımız yoktur. Biz tüm konum bilgilerine ilişkin ihtiyacımızı karşılayabilecek uydulara sahibiz.

Bu imkânlar, Allah’a olan inançla ve pak ve masum İmamların yardımı ile nizam tarafından belirlenen strateji ve siyaset ile oluşmuştur. Bu imkânlar direniş hareketlerine verilmektedir. Direniş hareketi savunma gücünün büyük bir kısmını bizden karşılamaktadır ve bu güç, büyük güçlerin muhaliflere sağladığı destekten daha etkilidir.’

tesnim