İslam ümmetinin ve Arap dünyasının içinden geçtiği böyle hassas bir süreçte ümmetin kendi içinde koordine olmasının, karşılıklı görüşmelerin ve ortak hareket planının büyük önem arz ettiğinin vurgulandığı görüşmede, özellikle de Filistin davasının maruz kaldığı komplolar karşısında çabaların yoğunlaştırılması gerektiği vurgulandı. Filistin halkının iradesini kırmak ve direnişi bitirmek amacıyla uluslararası güçlerin ve bazı Arapların Filistin’e çok çeşitli açılardan baskı uyguladıklarına da işaret edildi.
Yapılan görüşmede her iki taraf da bu komploları planlayanların Filistin halkını bölmeyi ve işgalci İsrail’e boyun eğdirmeyi hedeflediklerini, planlarını uygulamaya geçirirken de bazı Arap devletleriyle koordine çalışıldığını ifade etti.
Bu anlamda direnişin bu komplolar karşısındaki yegane çözüm olması sebebiyle Filistin direnişinin daha da güçlendirilmesi, desteklenmesi ve bu hususta tüm imkanların ortaya koyulması gerektiği belirtildi. Filistin halkına birlik çağrısı yapılan görüşmede, Filistin halkının dayanışma içerisinde hareket etmesi, tarihi ve ulusal çıkarlar göz önünde tutularak bu ayrışmanın son bulması gerektiği de vurgulandı.
İşgal hapishanelerindeki esirlere de değinilen görüşmede, haklarını kazanmak için açlık grevine giren Filistinli esirlere işaret edilerek tüm ümmete ve dünya üzerindeki “hür insanlara” esirlerle dayanışma, onlara yardım etme hususunda çağrı yapıldı.
Görüşmelerin devamında Lübnan’daki Filistin kamplarında istikrar ve güvenliğin tesis edilmesinin önemi vurgulandı ve bundan en çok yarar sağlayacak olanın Filistin ve Lübnan olduğu, güvensiz bir ortamın ve kaosun yalnızca düşmana hizmet edeceği ifade edildi.
Son olarak her iki taraf da, Kurban Bayramı’nın yaklaştığı bu günlerde İslam ümmetindeki ve Arap dünyasındaki krizlerin son bulması, tüm tehlikelerin bertaraf edilmesi hususundaki temennilerini dile getirdiler.
İSLAMİANALİZ