Fatih Akıncıları Derneği Onursal Başkanı Mehmet Şahin Yazdı: '‘Nurettin Şirin ve Kudüs TV''

İslamî Analiz yazarlarından Fatih Akıncıları Derneği onursal başkanı Mehmet Şahin, geçtiğimiz hafta sonu yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname’nin 2’inci maddesi 4’üncü fıkrasındaki hüküm gereği RTÜK tarafından kapatılan Kudüs TV ve genel yayın yönetmeni Nurettin Şirin hakkında bir şahitlik yazısı kaleme aldı. 

Görüntülenme: 2301 Tarih: 03 Kasım 2016 15:35
Fatih Akıncıları Derneği Onursal Başkanı Mehmet Şahin Yazdı: '‘Nurettin Şirin ve Kudüs TV''

Bismillahirrahmanirrahim

Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.(Tevbe-71)

Nurettin Şirini 1976’lı yıllarda Güngören MTTB’ye spor çalıştırmaya gidip gelirken tanıdım. Henüz çocuk sayılırdı. İslamcı gençlerin okullarda solcuların ve sağcıların hakimiyetinde bol bol dayak yediği itilip kakıldığı günlerdi. Nurettin de o günlerde İslami kimliğinden dolayı bu dayaklardan çokça nasibini alanlardan biriydi. Koskoca lisede üç beş kişi oldukları halde pes etmediler. Davalarından asla vazgeçmediler, davalarını satmadılar.

1979 İslam devriminden sonra ise bütün bir hayatını bu inkılabın değerlerinin anlaşılmasına adadı diyebilirim.

Nurettin Farisi ya da Azeri değil Karadenizli, Laz Çifaruksalı Cemal Azmi amcanın oğludur. İnkılaba düşkünlüğü etnik veya mezhebi fanatiklikten kaynaklanmıyor. İnkılabi değerlerin doğru İslamı savunduğunu düşünüyor. O yüzden ısrarla ve inatla sonuna kadar orada duruyor.

Nurettin, Kudüs ve Filistin sevdalısıdır. Kudüs için yapamayacağı hiçbir şey yoktur. O sebeple televizyonunun adı Kudüs TV, kurumunun adı Kudüs Medya’dır. Ben şahitlik ederim ki onun Kudüs ve Filistin sevdasında zerre kadar takiyye yoktur. Bu sevdasının bedelini de ödemiştir. 28 Şubat sürecinin başlangıcı sayılan Sincan Kudüs Gecesi davasında rahatlıkla kendisini koruyacak ifadelerle özgürleşebilecekken o kendini adeta feda ederek tüm geceye, programa, pankartlarına varıncaya kadar sahip çıkmış, ifadelerinde Kudüs ve Mescidi aksa için mücadele eden direniş hareketlerini savunmuş, bir adım dahi geri adım atmamıştır. Kendisini savunan avukatlarının ağır ceza alacağı uyarısına ‘Canım Kudüs ve Filistin davasına feda olsun’ diyebilmiştir. Sonuçta da 17,5 yıl ceza almış 8 yıl hapis yatmıştır. Bu adama Filistin ve Kudüs meselesini kullanıyor, istismar ediyor diyen ‘Kimi Müslümanlara’ sözüm sadece aynaya bakmalarıdır.

15 Temmuz’daki hain darbe girişimi karşısında halkın direnişine sahip çıkmış, 24 saat yayın yaparak destek vermiştir. Bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’a yaptığı programlarla sonuna kadar destek olmuş, arkasında durmuştur. Bu sebeple zaman zaman eleştiri almış, hakaret işitmiştir.

Kudüs TV kapatılmıştır. ‘Kimi Müslümanlar’ ne yazık ki sosyal medyada, kendi sitelerinde Nurettin’i hedef göstererek hatta kendilerince muhbirlik yaparak buna zemin hazırlamışlardır. Nurettin’in birden bire zengin olmasından tutun da, TV kanalını Şii propagandası ve İran’a ajanlık için kullandığını yaymışlardır. Nurettin’in Kudüs TV’yi ayakta tutabilmek için çevresindeki iş adamlarından defalarca yardım talep ettiğini biliyorum. Ayrıca TV çalışanlarına aylarca maaş veremediği zamanları da biliyorum. Şiilik meselesine gelince özellikle mezhepçiliğin tavan yaptığı son yıllarda ister Şii ister Sünni taraftan gelsin, mezhepçi yaklaşımlara prim vermediğini, ümmet ve vahdet çizgisini korumaya çalıştığına şahitlik ederim.

Kudüs TV hangi gerekçe ile olursa olsun kapatılmamalı, Nurettin Şirin’e ise hak etmediği bu maksadı aşan suçlamalar yapılmamalıydı. Kudüs TV’ye yönelik bu operasyona sebep olan ‘Kimi Müslümanlara’ bir kardeş olarak uyarıda bulunmak istiyorum. “Mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara işlemedikleri bir şeyden dolayı eziyet edenler büyük bir iftira ve apaçık bir günah yükü yüklenmişlerdir.” (Ahzab-58) Unutmayalım ki yarın hepimiz huzuru mahşere çıkacağız. Rabbimize hesap vereceğiz. O gün kimse kimseden sorulmayacak. Bizi ne partimizden, ne vakfımızdan, ne cemaatimizden ne de örgütümüzden soracaklar. Bizi yalnızca bizden soracaklar. Ve biz tek başımıza hesabımızı vereceğiz. O günü düşünerek bu dünyada hareket etmeliyiz. Yaşam tarzımızı da ona göre şekillendirmeliyiz.

Hülasa, Hükümetimizin kafası karışık gibi. At izi it izine karışmış durumda. FETÖ ile mücadele edelim, Ortadoğu’da bir şeyler yapalım derken pek çok masum insanın canı yanmakta ve töhmet altında kalmaktadır. Bu durumun kendiliğinden olduğunu düşünmüyorum. Birileri bu mazlum insanlar üzerinden algı operasyonu yaparak, özellikle sayın Cumhurbaşkanını diktatör olarak göstermek ve gerçek suçlulara yönelik yapılacak operasyonlarda kafaları karıştırmak istemektedirler. Aynı karanlık odaklar Türkiye’de bir mezhep çatışması başlatmak için düğmeye basmış görünüyorlar. Bu oyunun bozulması için aklı başındaki idarecilerden talebim ilk karşı hamle olarak Kudüs TV’nin yeniden yayına başlaması olsun.

Nurettin Şirin’i eksileri ve artılarıyla hayatını Kudüs ve Filistin davasına adamış iyi bir Müslüman olarak bilirim. Şu anda özellikle Suriye meselesinden dolayı Nurettin ile ters düşen ama vicdan ve izan sahibi tüm Müslümanların da bu sözümü tasdik edeceklerini ve Nurettin Şirin’e yönelik bu itibarsızlaştırma ve susturma operasyonuna sessiz kalmayacaklarını umut ediyorum.

Selam ve Dua ile…

MEHMET ŞAHİN- İSLAMİANALİZ

Yorumlar