Son 7 yılda Yemen'e karşı savaşta yaşanan gelişmelere baktığımızda, bu savaşın saldırganlar için hiçbir şey kazandırmadığı ve bir getirisinin de olmayacağını açıkça görüyoruz. Ancak Suudi Arabistan bu beyhude ve maliyetli savaşı sürdürmekte ısrar ediyor. Bu savaş, Suudi Arabistan'ın bölgedeki durumunu sorgulayan bir savaştır.
Suudi Arabistan'ın bu savaş üzerinde hiçbir kontrolü olmadığı çok açık; bununla ne başa çıkabilir, ne de durdurabilir. Aksine, bu savaşı yürüten ABD ve İsrail başta olmak üzere uluslararası taraflardır.
Bu gerçeği ortaya çıkaran Siyonist Jerusalem Post gazetesi, Yemen savaşının bu rejimin savaşı olduğunu vurgulayarak şöyle yazdı: "Ma'rib, Suudi sınırından birkaç yüz kilometre uzakta ama Ensarullah'ın eline geçerse Suudi Arabistan için manevi bir yenilgi olur. Ensarullah, Suudi Arabistan ile olan savaşı, ‘İsrail’ ve ABD ile olan topyekûn savaşının bir parçası olarak görüyor. Marib sadece bir taş atımı uzaklıkta. Riyad, Yemen ve Umman Denizi'nden Kuveyt'e, Irak'tan Elbukemal'a, Suriye ve Lübnan'a kadar binlerce kilometreye uzanan bir dizi bölgesel tehditle karşı karşıya. 'İsrail' de bu tehditleri yeni bir endişe kaynağı olarak görüyor."
Bu ‘İsrail’ gazetesinde bahsi geçen bu tehditlerin, gerçekten var olsalar bile, Suudi Arabistan'a ancak Al-i Suud rejiminin siyonist rejimi takip etmesi durumunda yöneldiği açıktır. Suudi Arabistan ulusal çıkarlarına aykırı da olsa bu rejimi olası tehlikelere karşı savunma görevi olan bir kukla rejimdir.
Gazetede ‘İsrail’ ve Suudi Arabistan'a yönelik ortak tehditler olarak belirtilen bu tehditler, aslında kendilerini Filistin davasını ve milletini, Kudüs'ü ve İslami kutsalları savunmaya adamış direniş güçleridir. Hiçbir asil Arap ya da gerçek Müslüman bu güçleri düşman olarak görmez ve İslami kutsallara ihanet eden ya da Filistin milletini yerinden edenler ve gece gündüz Kudüs'ün kimliğini değiştirmeye çalışanların cephesine katılmayı reddeder.
rasthaber