Malatya'da Nato'ya ve Üslerine Hayır Eylemi Düzenlendi (Foto-Video)

 

Görüntülenme: 1380 Tarih: 03 Haziran 2022 11:20
Malatya'da Nato'ya ve Üslerine Hayır Eylemi Düzenlendi (Foto-Video)

MALATYA'DA NATO'DAN ÇIKILSIN ÜSLER KAPATILSIN FERYADI YÜKSELDİ/SİYONİST İSRAİL TELİN EDİLDİ (FOTO-VİDEO) 
Malatya'da Kürecik NATO Radar Üssüne Hayır İnisiyatifi tarafından düzenlenen basın açıklamasında Nato'dan çıkılması ve üslerin kapatılması talep edildi ve siyonist İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıları ve katliamları lanetlendi. AK Parti hükümetinin terörist İsrail'le anlaşma yapması sert bir şekilde eleştirildi. 
'NATO/ABD Prangasını Kırmanın Tam Vaktidir' pankartının açıldığı eylemde siyonist rejim askerleri tarafından katledilen gazeteci Şirin Ebu Akile ve Gufran Verasene'nin fotoğrafları da taşındı. 
'Natodan Çıkılsın Üsler Kapatılsın, Kürecik İncirlik Kapatılsın, Kahrolsun Amerika Kahrolsun NATO, Filistin Emanet Anlaşma İhanet, Siyonist Elçilik Kapatılsın, Hizbullah'a Hamas'a Direnişe Bin Selam, Kudüs'e Selam Direnişe Devam ve Mavi Marmara Onurumuzdur' sloganlarının atıldığı eylemde basın açıklamasını Mavi Marmara gazisi Mehmet Tunç okudu. 
Okunan basın açıklamasının tam metni aşağıdaki şekildedir:
Bismillahirrrahmanirrahim 
Değerli basın mensupları ve aziz halkımız! 
Kürecik Nato Radar Üssüne Hayır İnisiyatifi adına hepinize hayırlı cumalar diliyoruz. Bildiğiniz gibi her ayın ilk Cuma günü Nato’ya ve Üslerine Hayır Cuması olarak ilan edilmiştir. 
Geçtiğimiz günlerde NATO konusu yine ülkemizin ilk gündem maddelerinin başında yer aldı. Özellikle MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli’nin Nato konusundaki tespitleri ve teklifleri gündeme damgasını vurdu. Başta büyük şeytan ABD olmak üzere, İsveç, Finlandiya, Fransa ve Almanya gibi sözde müttefikimiz olan Nato ülkeleri terör örgütlerine sınırsız destek verirken Türkiye’nin Nato’da kalmakta ısrarcı olması akla ziyan bir durumdur. 
Bu nasıl bir müttefiklik anlayışıdır ki ülkemize silah doğrultan terör örgütlerine gözümüzün içine baka baka binlerce tır mühimmat veriyorlar, sonra da bize dönüp ‘falan ülkeleri de Nato’ya almamıza onay verin’ diyorlar.  Sayın Bahçeli’nin, ‘İhtiyaç hasıl olursa, gelişmeler başka bir seçenek bırakmazsa, Türkiye’nin, Türk dünyasının ve 57 İslam ülkesinin da içine katılacağı yeni bir güvenlik teşkilatının kurulması mümkündür, BELKİ DE EN DOĞRUSU BUDUR. Mesela, “Asya ve Ortadoğu Güvenlik Örgütü” ismiyle kurulacak güvenlik teşkilatı aynı zamanda NATO’nun dünya genelinde dengelenmesini de sağlayacaktır.’ şeklindeki açıklaması çok önemlidir. Türkiye, ABD tarafından ayağına vurulan NATO prangasını artık kırıp atmalıdır. 
Bu noktada Ufuk Güldemir’in kaleme aldığı Kanat Operasyonu kitabını hatırlamakta fayda var. Kanat Operasyonu, Yunanistan’ın Nato’nun askeri kanadına dönüşüne imkan sağlayan Türkiye vetosunun nasıl kaldırıldığını anlatan bir kitaptır. 12 Eylül Natocu/Amerikancı askeri darbesinin nedenlerinden biri de, Yunanistan’ın Nato’nun askeri kanadına alınmasının önündeki Türkiye vetosunun bu sayede kaldırılmasıdır. Türkiye’de o dönemde hemen hemen tüm siyasi partiler Yunanistan’ın Nato’nun askeri kanadına üye olmasına karşı çıkıyordu. İşte Nato yani ABD, kendi adamları olan Kenan Evren ve ekibine Türkiye’de askeri darbe yaptırarak Yunanistan’ın önünü açtı. Böylece ABD, Yunanistan’ı koruma altına aldı ve Türkiye’ye büyük bir tuzak kurdu. Bugün de gördüğümüz gibi, Miçotakis’in ABD ziyareti sırasında senatoda yaptığı konuşmada defalarca ayakta alkışlanması Türkiye’ye verilen bir mesajdır. ABD ve Yunanistan Türkiye’ye karşı birlikte hareket etmektedir. Şunu unutmayalım büyük şeytan ABD, NATO sayesinde bu örgüte üye olan ülkeleri kontrol altında tutmakta ve onların hakimiyetlerine ipotek koymaktadır. 
İşte bugün Dedeağaç, Kavala, Selanik, Larisa, Filipovic ve Girit'in kuzeyi, Kıbrıs'ın güneyi yani Türkiye'nin çevresi, NATO-Amerika üsleri ile doludur. Karadeniz'de de öyle. Gürcistan, Romanya ve Bulgaristan'da da. ABD mesela Yunanistan’daki üsleriyle ilgili olarak bizimle pazarlık yapıyor mu da biz ABD ile pazarlık yapalım. Türkiye'ye yönelik ABD namlularını pazarlıkla kaldıramayız. Doğu Akdeniz'de yıllardan beri ABD, siyonist İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Türkiye'ye yönelik intikam tatbikatları yapıyorlar. Onların savaş gemileri Türkiye'yi tehdit ediyor. 
Türkiye'yi ilk zayıf gördükleri anda tepemize çullanacaklarını çok iyi bilelim. NATO'nun ister doğuya, ister kuzeye, ister güneye, ister batıya, ne tarafa olursa olsun, genişlemesi Türkiye üzerindeki tehditleri artırır. NATO, ABD'nin bir oyuncağı ve aparatıdır. Halkımız bu konuda bilinçli ve kararlıdır. Bütün anketlerde milletimiz %80-90 oranında NATO'nun ve Amerika'nın Türkiye'ye yönelik bir numaralı tehdit olduğunu ifade ediyor.

NATO'nun tehdidi Karadeniz'den de geliyor. Rusya-Ukrayna cephesinden geliyor. NATO'nun Ukrayna'yı da üyeliğe alarak Rusya'ya karşı yönelttiği tehdit, aynı zamanda Türkiye'ye yönelik bir tehdittir. O yüzden Türkiye’nin uygulamak zorunda olduğu tek gerçekçi siyaset, Nato’dan ayrılmaktır. 
Biz Kürecik Nato Radar Üssüne Hayır İnisiyatifi olarak tüm siyasi partileri ülkemizin NATO’dan çıkması ve üslerin kapanması yönünde ortak irade göstermeye ve karar almaya; ayrıca Sivil Toplum Kuruluşlarını, alimleri, aydınları ve kanaat önderlerini siyasi partileri bu konuda cesaretlendirecek açıklamalar yapmaya davet ediyoruz. Ülkemiz Nato’dan çıkmalı. Kürecik ve İncirlik başta olmak üzere tüm üsler bir an önce kapatılmalıdır. Şunu unutmayalım: Hırsız içeride olduğu sürece kapı kilit tutmayacaktır.
Kıymetli basın mensupları ve muhterem halkımız!
31 Mayıs’ta Mavi Marmara katliamının 12. Yıldönümünü geride bıraktık. Hatırlanacağı üzere İHH'nın da aralarında bulunduğu 6 uluslararası sivil toplum kuruluşu, 37 ülkeden, yüzlerce aktivist, işgalci israil ablukasını delerek Gazze'ye ulaşmayı hedefliyordu. Ancak 31 Mayıs 2010 tarihinde, siyonist israil, uluslararası sularda vahşi bir saldırı gerçekleştirerek, uluslararası hukuku çiğnedi. Bu saldırıda 10 insani yardım gönüllüsü şehit olurken, 56 kişi hayati risk oluşturacak derecede yaralandı. Geride kalan 12 yıllık süreçte Dünya Mavi Marmara'yı haklı bulup, Filistin'in yanında yer aldı. Fakat maalesef hükümetin katil İsrail ile yaptığı tüm hukuki ve insani haklarımızdan vazgeçtiğimiz Mavi Marmara anlaşması yüreğimize zehirli bir hançer gibi saplandı. Bu yetmiyormuş gibi bir de son aylarda korsan İsrail ile aleni olarak yakınlaşma ihaneti içerisine girildi. 
Biz hükümetten Mavi Marmara konusunda Katil İsrail’le yapılan zillet anlaşmasını ve Siyonist İsrail devletiyle yapılan gizli –açık tüm anlaşmaları iptal etmesini ve terör devleti İsrail ile başta siyasi, iktisadi, askeri ve istihbari olmak üzere tüm ilişkilerin kesilmesini istiyoruz. Hem İsrail hem de Türkiye vatandaşı olan Yahudilerin İsrail’de askerlik yapmasına izin veren kanunun iptal edilmesini, Siyonist elçiliğin kapatılmasını, Siyonist İsrail’in güvenliğini sağlayan Malatya Kürecik NATO Üssü’ndeki radarın sökülmesini, Korsan İsrail’in Gazze’den çaldığı doğalgazın Türkiye üzerinden satılmasını öngören mutabakat zaptlarının ve anlaşmaların lağvedilmesini istiyoruz. Devlet yetkililerimizin de defalarca söylediği gibi Kudüs’ün tapusu bizim arşivlerimizde olduğuna göre hükümetten bunları talep etmek aziz milletimizin en doğal hakkıdır. 
Filistinli kardeşlerimizin de beklentisi bu yöndedir. Nitekim dışişleri bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nun Mescidi Aksa ziyareti sırasında Filistinli bir Müslüman kendisine şu veciz sözü söylemiştir: "Biz Türkiye'nin ordusunu bekliyoruz. Buraya İsrail ile normalleşmek için gelmeyin. Siz Sultan Fatih'in torunlarısınız!"
Bu arada gasıp İsrail dışişleri bakanı Yair Lapid’in de Türkiye’ye davet edilmesini şiddetle kınıyoruz. Bu davet iptal edilsin. Katil Lapid’i Türkiye’mizde görmek istemiyoruz. 
Öte yandan geçtiğimiz günlerde sözde bayrak yürüyüşünü bahane eden siyonistlerin, Mescid-i Aksa’ya yönelik baskın girişimlerini lanetliyoruz. 
Başta bazı Arap krallıkları olmak üzere Ak Parti hükümetinin terörist İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesi, siyonist rejimin Filistinli Müslümanları katletmekte ve Mescidi Aksa’ya baskın düzenlemekte daha da pervasızlaşmasına sebep olmuştur. 
Biz şunu çok iyi biliyoruz ki Filistin ve Kudüs’ü kurtarmanın tek yolu direniştir. İki devletli çözüm önerileri ve uzlaşma teraneleri ancak bu işgalci İsrail rejiminin ömrünü uzatmaya hizmet eder. Biz millet olarak, Mescid-i Aksa özgürlüğüne kavuşuncaya ve korsan İsrail yıkılıncaya kadar Filistin direnişinin Gazze’nin, Kudüs’ün, Batı Şeria’nın, Hamas’ın, İslami Cihad’ın ve Hizbullah’ın yanında olmaya ve onlara destek vermeye devam edeceğiz inşallah. İşgal devam ettiği ve Mescid-i Aksa esir olduğu sürece her Müslüman için her gün Kudüs Günü’dür. 
Özgür Kudüs Mücadelesine Yılmadan Devam Edeceğiz. Direne Direne Kudüs’ü, Mescidi Aksa’yı ve Filistin’i Özgürleştireceğiz İnşallah. 1 Temmuz Cuma günü yeniden buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz. 
KÜRECİK NATO RADAR ÜSSÜNE HAYIR İNİSİYATİFİ

Not: Haberin videosunu ilerleyen saatlerde yayınlayacağız inşallah.

Yorumlar