Seyyid Hasan Nasrallah, Peygamberimizin kutlu doğumu ve Vahdet Haftası münasebetiyle yaptığı konuşmanın başında, milyonlarca Yemenlinin Peygamber’in (s.a.a) kutlu doğumu için düzenlediği anma merasimlerini takdir etti.

Seyyid Hasan Nasrallah, Vahdet Haftası'nın şekillenmesine değinerek şunları söyledi: ‘İmam Humeyni liderliğindeki İslam İnkılabının zaferinden bu yana, bu inkılap, Peygamber'in doğum tarihi ve saati konusundaki ihtilaf eksenini, İslam ümmeti için birleştirici yaklaşımı doğrultusunda ümmet adına birleştirici bir zemine dönüştürme konusunda başarılı olmuştur.

Ben eğer daha önce çok önemli günlerle karşı karşıya olduğumuzu söylediysem, şimdi sınırların çizilmesi konusunda çok önemli saatlerle karşı karşıya olduğumuzu söylüyorum. Bu konuda karar verecek taraf biz değiliz. Bu konuda karar verecek olan taraf cumhurbaşkanıdır.

Roş Hankira’da bu anlaşma veya mutabakat zaptı imzalanana kadar bunun varlığını ilan edemeyiz, biz direniş pozisyonundan bu anlaşmanın türünü bekleyeceğiz. Cumhurbaşkanının ve Siyonist düşmanın resmi tutumunu açıklanmasını bekliyoruz.

Direniş olarak temkinli olacağız çünkü her an görüş değiştirme ihtimali var. Her zaman Lübnan hükümetinin taleplerinin yanındayız ve onu destekliyoruz, bizim için önemli olan Lübnan sahalarından petrol ve gaz çıkarılmasıdır.

Lübnan Cumhurbaşkanı, ülkenin bu anlaşmaya yönelik resmi ve olumlu tutumunu açıkladığında, bunun yapılmış olduğu söylenebilir.

Eğer benden sınır çizginiz nerede diye soracak olursanız, şunu söyleyebilirim: Sınırımız Gazze'ye kadar uzanıyor ve Filistin'in kurtuluşundan sonra bu ülkeyle sınır çizilmesi konusunda herhangi bir sorun yaşamayacağız.

Biz son metni bekliyoruz. İşte o zaman, onu ulusal sorumluluk ruhu içinde gözden geçirecek ve sonuçları hakkında yorum yapacağız.

Lübnan'ın üç liderinin farklılıklarına rağmen birbirleriyle işbirliği yapması tecrübesiyle karşı karşıyayız.

Siyonist düşman savaştan Lübnanlılardan daha çok korkuyor.

Lübnan, kimsenin haklarımızı umursamadığı bir durumda bu büyük başarıya ulaşabilecektir.

İHA'lar konusundan sonra artık daha fazla İHA göndermemize veya manevra yapmamıza gerek kalmadı çünkü bunun amacı düşmana direnişin ciddiyetini anlatmaktı.

Değinmemiz gereken bir diğer konu da Filistin meselesi ve Kudüs meselesidir ki burada çok önemli ve Siyonist düşmanları büyük bir şoka uğratan gelişmeler yaşanmaktadır.

Siyonistler yıllarca Batı Şeria'nın bittiğini ve Batı Şeria'nın artık kendi ayakları üzerinde duramayacağını düşündüler. Bugün Batı Şeria'da Batı Şeria'nın silahlı direnişine şahit oluyoruz.

Daha önce Batı Şeria'da bir iki ayda bir operasyon oluyordu, şimdi her gün operasyon görüyoruz. Bugün onların cesaretlerinin yanı sıra direniş girişimlerine de şahit oluyoruz. Tüm Siyonist saldırılara rağmen direniş devam ediyor. Önemli olan bu operasyonun Siyonistlere karşı etkisidir. Batı Şeria'daki direnişin dayanışmaya ve desteğe ihtiyacı vardır.

Burada Filistin İslami Cihad hareketini ve özellikle Kudüs’ün Kılıcı ve sahaların birliği savaşında başrolü oynayan Sayın Ziyad Nahle’yi bu hareketin kuruluş yıl dönümünde tebrik etmeliyiz.

Aynı zamanda Hamas liderliğinin Suriye ile ilişkileri güçlendirme konusundaki tutumlarını ve Hamas'ın cesur, akıllı, doğru ve sağlıklı kararlarını destekliyor ve saygı duyuyorum. Bugün Filistin'in ve bölgenin ve direniş ekseninin, safların birliğine, dayanışmaya ve doğru pozisyonda bulunmasına her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.’

rasthaber