Sadr Hareketi lideri Seyit Mukteda el-Sadr, ‘Irak en kötü dönemlerini geride bıraktı ama atılacak yanlış adımlar ve ihmaller, durumu daha kötü hale dönüştürebilir’ dedi.

Seyit Mukteda el-Sadr sözlerine şöyle devam etti:

“Tüm Irak şiddet yanlılarının pençesindedir ve hiç kimse de güvende değildir. Ancak durum böyle devam etmeyecektir. Bu nedenle barış ve huzur yolunda daha çok ve daha kararlı adımlar atmalıyız. Mevcut hükümet kabul edilebilir fakat buradaki en büyük sorun; bir önceki devletin yanlışlarını tekrar ediyor olmasıdır.

Irak başta olmak üzere bölgedeki terör, ABD ve İsrail’in projesidir. Bu nedenle ABD’nin, IŞİD karşısında sessiz kalışına hatta desteğine şahidiz. Irak’ın bugünkü sorunu IŞİD değil, Şia’yı kendine düşman bilen grupların Kudüs’ü işgal edenleri unutturma çabalarıdır. Bu gruplar, o kadar çok Şia dediler ki Kudüs işgali unutuldu. Dikkatler, IŞİD vb. gurplara yöneldi artık. Kudüs’ü işgal edenlerin can güvenliğini ve varlığı koruyarak bu işgalci devletin daha fazla güce sahip olmasını istiyorlar.

Bugün terör çetelerini tamamen ortadan kaldırmak çok zordur. Çünkü terörstlerin düşünceleri bazıları tarafından kabul görümüş hatta ciddi bir inanca dönüşmüştür. Sadece savaşmakla nihai sonuca varılmaz olmayacaktır. Savaşın yanında gerekli siyasi ve kültürel adımlar da atılmalıdır ama maalesef bu alanlarda yeterli girişimler yok.”

Seyit Sadr sözlerinin devamında Irak ve Amerika arasında güvenlik anlaşmasını kınayarak bu adımı ‘işgalcilere meşruluk kazandırma’ olarak yorumlayarak;

“Bağdat ve Washington ilişkilerinin iyileşmesi sadece Amerika ordusuna bağlı tüm güçlerinin Irak’tan çekilmesinden sonra kabul edilebilir seviyeye gelebilir. Irak’ın ABD ile olan ilişkileri, ülkenin dış politikalarına gölge düşürmüştür. Iraklılar, Suriye halkının dert ve kader ortağıdır. Suriye’nin tüm acılarını paylaşıyor. Suriye krizin kotrol altına alınması, Yemen ve Irak krizleri başta olmak üzere birçok krizin sona ermesine yardımcı olacaktır. Bazıları bizim Suriye’ye askeri birlikler gönderdiğimizi iddia ediyor. Oysa biz, Suriye’ye tek bir asker bile göndermedik.”

ehlader