Suud-İsrail Elele Verip Yemen'e Nasıl Saldırdı

Soykırımcı İsrail rejimi Suudi Arabistan'ın Yemen'e karşı başlattığı saldırıda Suud rejimine yoğun yardımlarda bulundu. İsrail halihazırda İran nükleer meselesi ve Yemen aleyhindeki resmi ve pratik işbirliği alanlarında Arabistan'la işbirliği yoluyla meşruiyet kazanma peşindedir. 

Görüntülenme: 1397 Tarih: 26 Haziran 2015 12:26
Suud-İsrail Elele Verip Yemen'e Nasıl Saldırdı

Suudi Arabistan'ın 26 Mart 2015'de Yemen'e saldırısı başladı. Suudi Arabistan'ın Yemen'e yönelik saldırısının başında, on ülkeden oluşan askeri koalisyon gücünün Yemen'e yönelik saldırısına katılacaklarını iddia etti, ancak saldırının ilk günlerinde, Suud rejiminin Yemen'de yapayalnız olduğunu anladı. Zamanın geçmesi ve Ensarullah hareketinin siyasi gruplar ve halkın Suudi Arabistan savaş uçaklarının yoğun saldırılarına yönelik yoğun direnişi, siyasi yetkililer ve uzmanların Arabistan'ın Yemen'e yönelik tecavüzünde hezimete uğradığından söz etmelerine neden oldu. Bazı ülke medyası ve hatta yetkilileri de, Soykırımcı İsrail rejiminin Suudi Arabistan'ın Yemen'e karşı başlattığı saldırıda Suud rejimine yoğun yardımlarda bulunduğunu bildirdi.
 
Soykırımcı rejim İsrail ile Suud rejimi ile işbirliği, savaş uçakları ve İsrailli pilotlar ve güvenlik ve istihbarat konularını kapsamaktadır. Amerika askeri meselelerini araştıran Vitrin Today haber sitesi, İsrailli savaş uçaklarının Suudi Arabistan'ın Yemen'e yönelik savaşa katılması konusunda şunları ifade etti: "Yemen'de geçen Haziran ayında düşen F-16 savaş uçaklarının İsrail'e aittir." Adı geçen haber sitesi yazısının devamında şunları kaydetti: "Yemende düşen F-16 savaş uçaklarının Amerika'nın eski başkanı Bill Clinton'un başkanlığı döneminde İsrail'e verilen 50 savaş uçağından biridir." İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki işbirliği Riyad ile Tel Aviv'in paralel hareket etmelerinin bir parçasıdır. Haber kaynakları ise geçenlerde, Suudi Arabistan veliahdı Muhammed bin Naifin işgal altındaki topraklara gittiğini ve bu ziyaretin de Suudi Arabistan'ın daha önce İsrail'e yönelik izlediği bakış açısını temelden değiştirdiğini gösterdiğini bildirdi.
 
Acaba Suudi Arabistan İslam dünyasının liderliği görevini üstlenme ve Haremeyni Şerifeyn hizmetkârı iddiasında bulunan bir bölge ülkesi olarak, bir Müslüman ülkesi olup aynı zamanda Arap ülkesi olan Yemen'e karşı savaşta neden soykırımcı rejim İsrail ile aynı çizgide hareket etti? Bu sorunun yanıtında ki iki önemli mesele olan; Suud rejimi ile İran İslam Cumhuriyeti arasındaki kimlik çatışması ve batının İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki arabulucu rolü oynamasına işaret etmek gerekiyor. İran ile Suudi Arabistan aralarında ortak mezhebi ve kültürel bağlara sahip olmalarına rağmen, siyasi açıdan farklı kimliklere sahip olan iki ülkedir. Aslında Arabistan Ortadoğu bölgesinde sultacı güçlerle uzlaşı yolunu tutan bir Arap ülkesi olup, İran İslam Cumhuriyeti ise sulta düzeni özellikle Amerika ile mücadele bayraktarlığını yapan bir bölge ülkesidir. İran'la Arabistan arasında siyasi açıdan kimlik farklılığı nedeniyle Suudi Arabistan'ın son yıllarda İran'ın Bahreyn ve en son da Yemen'in iç işlerine müdahale etme iddiasında bulunmaktadır. Ancak gerçek şu ki, İranlı yetkililer bu gibi iddiaları tamamen reddetmektedir.
 
Suud rejimi, İran İslam Cumhuriyeti'nin İsrail ile karşıtlığının farkında olup Yemen'e kaşı savaşta Telaviv rejiminden yoğun yardımlar almıştır. İsrail ile Arabistan arasındaki işbirliği, İranın nükleer meselesine de sıçramış bulunmaktadır. Siyonist basını Jerusalem Post gazetesi şunları yazdı: 'Suudiler Avrupalı yetkilileriyle yaptıkları görüşmelerde, İsrailli savaş uçaklarının Arabistan semalarında uçmasına izin verilmesi yoluyla İsrail'e İran'a askeri saldırı konusunda işbirliğinde bulunma taahhüdünde bulundu. Suudi Arabistan'la İsrail arasında son aylarda özellikle Yemen aleyhindeki savaş alanında işbirliğinin artmasının bir nedeni, Ortadoğu'daki Batının asıl ortakları olan Riyad ile Telaviv'in her ikisinin birden Batının çizgisinde olmalardır. İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı, soykırımcı rejim ile Fars körfezindeki arap ülkeler arasındaki ilişkilerin güçlenmesiyle ilgili verdiği raporda, bölgenin Arap devletlerinin İsrail ile Amerika'nın yakın ilişkilerini anlamalarından dolayı İsrail'in bölgedeki rolüne inanmaktadır ve İran'la mücadele edilmesi konusunda İsrail'in üzerine hesap açmaktadırlar.
 
 
İsrail'in Suudi Arabistan'la Yemen savaşında işbirliğinde bulunması konusunda ne gibi hedefler peşindedir?
 
İsrail'in karşı karşıya kaldığı meselelerden biri, İslam ülkelerinin bu rejimi gayrimeşru bir rejim olarak tanımalarıdır. Bazı İslam ülkeleriyle İsrail arasında gayri resmi münasebetler kurulmuş bulunmaktadır. Hatta İsrail Katar'da 2008 yılına kadar resmi ticari bir büro açmıştı. Ancak hiçbir İslam ülkesinin işgal altındaki bölgelerde büyükelçileri yoktur ve İsrail ile resmi münasebetleri olmamaktadır. Suudi Arabistan hükümeti Filistin milletini desteklemesinde Katar hükümetini İsrail'in bu ülkedeki ticari bürosunu kapatması konusunda baskı uyguladı ancak Katar İsrail'in Gazze'ye saldırı düzenlediği 2008 yılına kadar İsrail'in Doha'daki ticari bürosunu kapatmadı. İsrail halihazırda İran nükleer meselesi ve Yemen aleyhindeki resmi ve pratik işbirliği alanlarında Suudi Arabistan'la işbirliği yoluyla meşruiyet kazanma peşindedir.
 
Telaviv'in Riyad ile Yemen savaşı alanındaki işbirliğinden güdülen diğer hedefi, Siyonist yetkililerin bu şekilde kendilerini kurtarmak için çocuk katili ve cinayetkar gibi lakaplardan yararlanmasıdır. 2014 de soykırımcı rejim İsrail'in Gazze'ye saldırısı neticesinde şehit düşenlerin çoğunu kadınlar ve çocuklar teşkil ediyordu. İslam dünyasındaki medya İsrail'i çocuk katili şeklinde nitelendirdiler. Şimdi İsrail medyası Suudi Arabistan'ın Yemen'e saldırısıyla sadece İsrail'in çocukları katletmediğini, Arabistan'ın da çocukları katlettiğine vurgu yapıyor. Aynı medya; 'Suudi Arabistan'ın bir Müslüman ülkesi ve İslam dünyasının merkezi ve liderliği iddiasında bulunan bir ülke olarak, Yemen'e saldırması neticesinde birçok çocuk ve yaşlının ölmesine sebep olduğunu, Müslüman ülkelerle kimlik açısından farklılık arz eden İsrail'in günahı tabi ki Suudi Arabistan'dan daha azdır' şeklinde vurgu yapıyor.
 
Suud rejimi, İsrail ile Arabistan'ın İran'la ortak düşmanlıklarının tesiri altında kalarak ve Riyad ve Telaviv rejiminin batının çizgisinde kaldığını dikkate alarak, Yemen gibi krizleri kabullenmek zorunda kaldı. 2014 yazında soykırımcı rejim İsrail'in Gazze'ye savaş açması ardından birkaç İsrailli komutan Arap ülkelerinin Suudi Arabistan'ın İsrail ile işbirliğinde bulunacağını haber verdi, ancak Suudi Arabistan'ın Yemen'e karşı savaşı bu işbirliğini aşikar etti. Bu işbirliği o kadar açıktı ki, Arabistan veliahdı Muhammed bin Naif'in İsrail'e gitmesini açığa vurdu. İsrail Suudi Arabistan'la yakın ve çok sıkı işbirliğinin sonuçları kısa ve orta vadede Arabistan'dan çok yine İsrail'in lehinedir.Telaviv ile Riyad arasında Yemen savaşı konusundaki askeri işbirliği Arabistan'ın bu savaşta zafere ulaşmasından daha çok İsrail'in kendi varlığını meşrulaştırmasına neden olacaktır.Uluslar arası ilişkilerde aşikar olan bir gerçek vardır o da, hiçbir ülkenin daimi dostu ve düşmanın olmamasıdır.
 
İRİB

Yorumlar