Mescid-i Aksa'yı Ümmetin Kadınları Savunuyor

"Murabıtlar" olarak bilinen Mescid-i Aksa'nın gönüllü kadın bekçileri, İsrail askerlerinin saldırılarına ve ev işlerinin yoğunluğuna rağmen kutsal mekanı yalnız bırakmamakta kararlı.  

Görüntülenme: 1589 Tarih: 29 Eylul 2015 13:00
Mescid-i Aksa'yı Ümmetin Kadınları  Savunuyor

"Murabıtlar" olarak bilinen Mescid-i Aksa'nın gönüllü kadın bekçileri, İsrail askerlerinin saldırılarına ve ev işlerinin yoğunluğuna rağmen kutsal mekanı yalnız bırakmamakta kararlı. 
 
Birçoğu geçim sıkıntısı çeken ve küçük çocukları olan Filistinli kadınlar her gün Aksa'ya gelerek İsrail'e, "Müslümanlar Harem-i Şerif'i asla terk etmeyecek" mesajı veriyor. 
 
İsrail'in geçtiğimiz haftalarda bu gönüllü Filistinli kadınlardan 53'ünü "kara listeye" alarak "illegal oluşum" ilan etmesi de onları da pes ettirmedi.
 
AA' ya konuşan 30 yaşındaki Filistinli Cihad er-Razem, bu Filistinli kadınlardan birisi. Dört çocuk annesi Razem, şu ana kadar İsrail askerleri tarafından üç kez tutuklanmış.
 
Razem, "İlk tutuklanmamdan sonra eve geldiğimde 8 yaşındaki kızım Afran sürekli ağlıyordu. Dört yaşındaki küçük oğlum Muaz ise benimle bir gün boyunca hiç konuşmadı. Çok etkilenmişti" diyor.
 
İsrail mahkemesince ilk tutuklanmasında Razem'e 15 gün Aksa'ya giriş yasağı ve 500 şekel (395 tl) para cezası vermiş. İkincisinde 1 ay giriş yasağı ve bin şekel para cezası, üçüncüsünde ise 50 gün yasak ve yine bin şekel para cezasına çarptırılmış.
 
Razem, tek suçunun ise İsrail'in Aksa'ya yönelik ihlallerine "Allahuekber" diyerek karşı koymaya çalışması olduğunu belirtiyor.
 
"Aksa'ya gidebilmek için ev işlerini gece yapıyorum"
 
Çocuklarını okula bıraktıktan sonra her gün Aksa'ya gitmenin ilk başlarda zor geldiğini belirten Razem, daha sonraları bundan büyük bir haz almaya başladığını söylüyor. 
 
Doğu Kudüs'ün Silvan mahallesinde iki odalı bir evde ikamet eden Filistinli anne, "Aksa sevgisi benim ve çocuklarımın kalbinde giderek büyüdü. Aksa'da hadis ve tefsir derslerimiz oluyor. Eğer bir gün Aksa'ya gitmesem bir şeyler eksik kalacakmış, oraya bir zarar vereceklermiş gibi hissediyorum" diye duygularını ifade ediyor.
 
Gündüzleri Aksa'ya gidebilmek için ev işlerini geceden hallettiğini belirten Razem, bir gününü şöyle tarif ediyor:
 
"Her sabah 7.30'da çocuklarımı okula götürüp oradan Mescid-i Aksa'ya gidiyorum. Küçük oğlum Muaz da benimle Aksa'ya geliyor. Orada Kuran kursuna devam ediyor. Aksa'ya gittiğimde içeride Yahudi yerleşimci görüsem 'Allahuekber' diyerek tepkimi dile getiriyorum. Bu arada mescitte ilim halkasına da devam ederek İslami eğitim alıyorum. Geçtiğimiz haftalarda ise İsrail benimle birlikte 53 Filistinli kadının saat 14.30'a kadar Aksa'ya girişini yasakladı. Aksa'nın Silsile (Zincir) Kapısından içeri girmemiz ise 24 saat yasak. Bunların hiçbirisi beni yıldırmıyor. Saat 14.30'a kadar kapıda yasağı protesto edip, bu saatten sonra içeriye giriyorum. Akşam tekrar çocuklarımı okuldan alıp eve geçiyorum. Ertesi gün tekrar Aksa'ya gidebilmek için ise ev işlerini geceleri hallediyorum. Eşim benim Aksa'ya giderek orayı savunmama destek oluyor. Çocuklarım da bu durumu kabullendi."
 
Razem, İsrail askerlerinin saldırılarına uğramanın ise neredeyse gündelik hayatın bir parçası olduğunu belirtiyor.
 
"İsrail adım adım Aksa'yı bizden koparıyor"
 
"Aksa bizim dinimizde çok önemli bir yere sahip. Bu yüzden onu işgalcilerden korumalıyız" diyen Razem, sözlerini şöyle tamamladı:
 
"Müslümanların ilk kıblesi olan bu kutsal mekanın geleceğinden endişeliyim. El Halil'deki İbrahim Camisinin başına gelenler Aksa'nın da başına geliyor. İslam dünyası tepki vermezse maalesef Aksa'yı kaybedeceğiz."
 
"Müslümanız diyorsak Aksa'yı savunmak zorundayız"
 
Mescid-i Aksa'nın bir başka gönüllü kadın bekçisi 41 yaşındaki Filistinli Huda Ebu Sineyne ise 7 çocuk annesi. 
 
Sineyne, Aksa'nın Silsile Kapısından kendisini içeri almayan İsrail askerlerine İsra suresinin 17'inci ayetini okuyarak cevap verdiğini belirtiyor.
 
Doğu Kudüs'ün İseviyye mahallesinde oturan Sineyne, "Eğer Müslüman olduğumuzu söylüyorsak Aksa'yı savunmak zorundayız. Bunun için her gün Aksa'ya geliyorum. Burada ibatet ederek ilim halkasında da İslami eğitim alıyorum" diyor.
 
İsrail'in, "Filistinlilerin Yahudi yerleşimcilere saldırdığı" yönündeki iddiasını da reddeden Sineyne, "Biz Allahuekber demekten başka bir şey yapmıyoruz. Bu bizim dilimizden düşmeyen yüce bir söz. İsrail bundan neden rahatsız oluyor?" diye soruyor.
 
"Dikkatli ol anne!"
 
Sineyne, "En küçük çocuğum 5 yaşındaki oğlum Adem başıma bir şey gelmesinden çok endişe ediyor. Her sabah bana 'Dikkatli ol anne! Askerlerin sana vurmasına sakın izin verme" diyerek endişesini dile getiriyor" diyor.
 
İsrail polisi tarafından bir kez tutuklandığını ifade eden Sineyne, kendisine "neden Allahuekber dediğini" sorduklarını, vediği cevaptan memnun olmayınca da hakarete maruz kaldığını aktardı.
 
Geçen yıl Ekim ayında İsrail polisi tarafından atılan ses bombasından çıkan ateşten kolları yanan Filistinli anne, Müslüman ülkelere çağrıda bulunarak, "Buradaki durum çok zor. İsrail askerleri kadınlara bile saldırıyor. Bu duruma sessiz kalınmamalı" diye konuştu.
 
İsrail'in Mescid-i Aksa'yı bölmeye ya da tamamen almaya yönelik planlarından endişe duyduğunu dile getiren Sineyne, İsrail'e meydan okuyarak, "Aksa'yı asla Müslümanlardan alamayacaklar. Bu yönde girişimde bulunduklarında buradaki tüm halk herekete geçecek, kimse buna sessiz kalmayacak" dedi.
 
Kendilerinin Yahudilerin ibadethanelerine zorla girmeye çalışmadıklarını dile getiren Sineyne, "Onlar da bizim kutsal mekanlarımıza saygı göstermeli" diyerek yerleşimcilerin Aksa'ya yönelik ihlallerine son vermelerini istedi.

 

Kaynak : AA

 

Yorumlar