Fehim Taştekin Ankara-Tel Aviv İlişkisini Yazdı

Gazeteci-Yazar Fehim Taştekin, Al-Monitor için kaleme aldığı yazısında Ak Parti Hükümeti'nin iddiaların aksine Tel Aviv yönetimini zora sokacak bir siyasetten uzak durduğunu dile getirdi.  

Görüntülenme: 1168 Tarih: 12 Ekim 2015 15:40
Fehim Taştekin Ankara-Tel Aviv İlişkisini Yazdı

Gazeteci-Yazar Fehim Taştekin, Al-Monitor için kaleme aldığı yazısında Ak Parti Hükümeti'nin iddiaların aksine Tel Aviv yönetimini zora sokacak bir siyasetten uzak durduğunu dile getirdi. 
 
Taştekin, "Türkiye ve İsrail arasındaki ikili ilişkilerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'taki "One Minute" çıkışı ve Mavi Marmara gemisine yapılan saldırının getirdiği türbülanslara rağmen aslında Ankara Filistinlilerle ilgili Tel Aviv yönetimini üzecek kayda değer bir şey yapmıyor" yorumunu yaptı.
 
Taştekin'in yazısı şöyle:
 
Filistin'e hamilik iddiası hükümetin dış politika argümanlarının başında geliyor. Ancak bu hamilik iddiasını haklı çıkartacak bir Filistin politikasından bahsedilebilir mi? Filistin mağduriyetinin simgesi Hanzala'nın maskotunu onurla taşıyanların görmediği bir realite var: Türkiye ve İsrail arasındaki ikili ilişkilerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'taki "One Minute" çıkışı ve Mavi Marmara gemisine yapılan saldırının getirdiği türbülanslara rağmen aslında Ankara Filistinlilerle ilgili Tel Aviv yönetimini üzecek kayda değer bir şey yapmıyor.
 
Türkiye'deki Filistinli aktivistlerden birini arayıp BM'de Filistin bayrağının asılmasındaki Türkiye'nin rolünü nasıl değerlendirdiklerini sorduğumda "Önce Filistinlilere uyguladıkları vize zorunluluğunu kaldırsalar" diye sitem etti. Türkiye'nin Filistinlilere uyguladığı vize Filistinlilerin kamuoyunda fazla dillendirmediği ama ciddi şekilde eleştiri konusu olan bir mesele.
 
Gerekçe komik: Karşılıklılık ilkesi
 
Filistinli kaynaklara göre Türkiye'deki Filistin büyükelçiliği 2009'da Filistinlilere uygulanan vizenin kaldırılmasını talep etti ancak "Diplomatik açıdan mukabele-i bilmisil icap eder" yanıtı verildi. Filistinlilerin karşılıklılık ilkesini yerine getirmeleri nasıl mümkün olabilir? Normal koşullarda teknik olarak Türkiye vatandaşları Batı Şeria'ya İsrail, Gazze'ye de İsrail ya da Mısır vizesi ile girebiliyor. Yani Filistinliler Türkiye vatandaşlarına vize düzenleyecek durumda değiller. Beri tarafta karşılıklılıktan İsrail kast ediliyorsa burada da karşılıklılık ilkesinden Türkiye İsrail vatandaşları lehine feragat etmiş durumda. Yani İsrail Türkiye vatandaşlarına vize uygularken Türkiye İsraillilere uygulamıyor. Vizelerin kaldırılması talebi Şubat 2015'te İstanbul'da düzenlenen ‘Türkiye, Filistin’in Dünyaya Açılan Kapısı’ konferansında da gündeme geldi, Türk Dışişleri bu konuda çalışma sözü verdi ama ilerleme sağlanamadı.
 
Filistin diasporasının 15 Mayıs 2015'te İstanbul'daki İsrail Konsolosluğu önünde düzenlediği protesto eyleminde Türkiye'nin vize uygulaması da eleştirildi. Filistinlilerin vizesiz geçiş talebinin basında gündemleştirilmesi üzerine internet ortamında Filistinlileri hedef alan yayımlar yapıldı. Çalışma izinlerinin iptal edileceği ve işten atılacakları tehditleri savuruldu. Ardından eylemi organize edenlerden iki Filistinli çalıştıkları iş yerlerinden haziran ortasında kovuldu. Al-Monitor'un edindiği bilgilere göre işlerinden kovulanlardan birine siyasi faaliyetlerinden dolayı bu kararın alındığı söylendi. Diğerine ise neden işten atıldığına dair açıklama yapma gereği duyulmadı!
 
Karmaşık ve zorlayıcı vize süreci
 
İsmi bizde mahfuz olan Filistinli bir aktivist, Al-Monitor'a şu bilgileri verdi: "Son dönemlerde birçok Filistinlinin vize alamadığını görüyoruz. Gazze'deki Filistinlilerin vize başvurma koşulları zaten çok zor, çünkü Kudüs üzerinden başvurmak durumundalar. Suriye'deki Filistinli mülteciler iki ay öncesine kadar vize alamadıkları için hep kaçak olarak geliyorlardı. Suriye'dekilerin vize almak için Lübnan'a gitmesi lazım, oraya da gitmenin önünde başka sıkıntılar var. Yunanistan'a sığınmaya çalışan Suriye'den bir Filistinlinin iadesi ile ilgili yaşanan bir kriz üzerine Türkiye onlara da ikamet tezkeresi vermeye başladı. Lübnan'daki Filistinli mültecilerin Türkiye'ye gelişlerinde ekstra zorluk çıkartılıyor. Lübnan'da birçok Filistinliye vize verilmiyor."
 
Peki, vize almak isteyen Filistinlileri nasıl bir süreç bekliyor?
 
Filistinlilerin verdiği bilgilere göre durum şöyle: Filistinlilerden istenen belgeler diğer ülke vatandaşlarından istenenlerden farklı değil. Hazırlanması gereken evraklar: Seyahat sigortası, davet kağıdı veya rezervasyon, iş çalışma belgesi, banka hesapları ve vize ücreti (yaklaşık 60 dolar). Ama asıl mesele Kudüs'e gidemeyen Filistinliler için söz konusu. Mesela, evrakların Gazze'den Kudüs'e gönderilmesinden kaynaklanan masraflarla birlikte vizenin maliyeti 100 doları buluyor. Bu Gazzeliler için ciddi bir bedel. Aynı şey Batı Kudüs'e giremeyen Batı Şerialılar için de geçerli.
 
İsmail Aşur adlı Gazzeli ise vize konusunda yaşadıkları sıkıntıyı şöyle anlatıyor: "Gazze'den vize taleplerinin neredeyse yarısına olumsuz yanıt geliyor. Mesela geçen yıl iki kardeş Türkiye'de eğitim için vize başvurusunda bulundu. Dil kursu için kayıtları yapıldığı halde vize başvuruları reddedildi".
 
Filistinlilerin dediği şu: "Söz var icraat yok, Türkiye'nin Venezuela'nın yaptığını yapması bile yeter."
 
Türkiye 1996'dan itibaren askeri ve ticari anlaşmalarla İsrail'le ilişkilerini ileri bir noktaya taşırken Hugo Chavez döneminde Venezuela tersi bir süreç işletti.
 
Venezuela 2006'daki Lübnan'a yönelik 34 Gün Savaşı'na tepki olarak, İsrail’deki maslahatgüzarını geri çekerek diplomatik ilişkilerin seviyesini indirdi. İsrailli politikacıların soykırım suçundan yargılanmaları gerektiğini savunan Venezuela İsraillilere vize uygulamaya başladı.
 
İsrail'in 2008-2009'da Gazze'ye yönelik Dökme Kurşun Operasyonu'na tepki olarak ise İsrailli diplomatları sınır dışı eden Venezuela bu ülkeyle diplomatik ilişkilerini kesti. Bununla yetinmeyen Karakas yönetimi 2009'da Filistin Yönetimi’ni tanıyıp 14 anlaşma imzaladı. 34 Gün Savaşı ya da Dökme Kurşun'a diplomatik yaptırımla yanıt vermeyen Türkiye ise ilişkilerin seviyesini Mavi Marmara saldırısında 10 Türk'ün ölmesi üzerine ikinci kâtiplik seviyesine çekti. AKP iktidarı boyunca Türkiye ile İsrail arasındaki ticari ilişkiler 4-5 katına çıktı. Halihazırda Türkiye, İsrail'in en fazla ihracat yaptığı ülkeler arasında yedinci sırada yer alıyor.
 
Chavez'in politikalarını sürdüren halefi Nicolas Maduro, 2014'te Venezuela petrol şirketi aracılığıyla Filistin’e yardım olarak 240 bin varil petrol gönderdi. Karakas yönetimi, 2014'te istenen sonuçları vermese de Yaser Arafat Burs Programı ile 1000 Filistinli öğrenciye tıp eğitimi imkanı sundu.
 
Maduro, Mayıs 2015'te Filistin ile diplomatik temsilciliği büyükelçilik statüsüne yükseltti.
 
Filistinliler siyasi zeminde seslerine ses katan liderlerin çıkışları nedeniyle minnettarlıklarını dile getirse de Ankara'dan şov yerine daha fazla hayatlarına dokunan adımlar bekliyor. Vize meselesi sadece onların değil Filistin davasına gönül vermiş Türkiyelilerin de yutkunarak sineye çektikleri bir durum.
 
İslami Analiz

Yorumlar