İSLAMİANALİZ
Görüntülenme: 1300 Tarih: 23 Kasım 2015 12:27
Hamas liderlerinden Musa Ebu Merzuk, toplantı sırasında; Beyrut'un güneyindeki Burc el-Beracne'ye yönelik terör saldırısını kınadı ve başsağlığı diledi.
Toplantıda iki taraftan da yapılan açıklamalarda; bu tür saldırıların ana mesele olan Filistin davasının yönünü değiştirme çabası olduğu ve saldırının Kudüs'te Batı Şeria'da ve 48 topraklarında yaşayan Filistin halkına yönelik cinayetlerine devam eden işgal devletine hizmet ettiği belirtildi. Ve bu tür saldırıların ABD desteğiyle izlenen ve Arap devletlerin görmezden geldiği Filistin topraklarını Yahudileştirme projesinin devam etmesinin önünü açacak, her türlü ahlaki ve insani değere karşı işlenmiş bir suç olduğu söylendi.
Taraflar ayrıca, toplantıda Siyonist projeye karşı İntifada'nın korunması ve güçlendirilmesi yönündek destek çağrısında bulundu. Taraflar ayrışmalara son verip birlik olma vurgusu yaparken, Filistin mülteci kamplarının istismarcılardan korunup güçlendirilmesi için aralarındaki koordinasyonun geliştirilmesi gerektiği vurgulandı.
Güney Lübnan'da Sayda'da bulunan Ayn el-Helva mülteci kampını da ziyaret eden Ebu Merzuk, Ulusal/İslami Filistin kuvvetleriyle, Halk Komiteleri temsilcileriyle ve çeşitli kurumlarla da görüşmeler yaptı.
Ebu Merzuk ayrıca Lübnan kanunlarının Filistinlileri iyi bir yaşamdan, işten, mülkiyetten mahrum bıraktığını ve bu sosyal adaletsizliğin giderilmesi gerektiğini belirtti.
Filistin davasında birliğin önemini vurgulayan Ebu Merzuk, burada istikrarın ve güvenliğin Filistin meselesi için oldukça önemli olduğunu, Burc el-Beracne'ye yönelik saldırıların en büyük zararı Filistinlilere verdiğini belirtti.
Kudüs İntifadasıyla ilgili de konuşan Hamas yöneticisi İntifada'nın Filistin halkını özgürleştirme ve vatanına geri dönme yolunda çok önemli olduğunu belirtti ve İntifada'nın geliştirilmesi hususunda ortak bir komuta oluşturulması ve siyasi olarak koruma altına alınması gerektiğini söyledi.
Ebu Merzuk, direniş hareketlerinin farklı siyasi gündemlere ve ihtilaflara rağmen tüm renkleriyle ulusal bir birlik oluşturması gerektiğini ve çözümün gerçek bir uzlaşma alanı oluşturmaktan geçtiğini vurguladı.