Siyonist Yetkili Ankara ve İstanbul'a Neden Geldi?

İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın Avrupa'dan sorumlu müsteşarı olan Shiran, ziyareti sırasında İstanbul ve Ankara'da bazı yetkililerle temaslarda bulundu.  

Görüntülenme: 1205 Tarih: 04 Aralık 2015 15:26
Siyonist Yetkili Ankara ve İstanbul'a Neden Geldi?

İsrail Dışişleri Bakanlığı müsteşarı Aviv Shiran, Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaretin iki ülke ilişkilerinde olumlu bir gelişme olduğunu söyledi.

İsrail Ulusal Haber Ajansı ise bu ziyareti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail ile gerginleşen ilişkilerin düzeltilebileceğini söylemesinin ardından resmi olarak gerçekleşen ilk ziyaret olarak duyurdu.

İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın Avrupa'dan sorumlu müsteşarı olan Shiran, ziyareti sırasında İstanbul ve Ankara'da bazı yetkililerle temaslarda bulundu.

İsrailli müsteşarın bu ziyareti 2010 yılında işgal devletinin Mavi Marmara filosuna düzenlediği saldırıdan bu yana, ilk üst düzey resmi ziyaret olma özelliği de taşıyor. 

Milliyet’ten Gizem Acar, Aviv Shiran’la bir röportaj gerçekleştirdi.

İşte o röportaj:

Mavi Marmara krizinden sonra Türkiye’ye temaslarda bulunmak üzere gelen en üst düzey İsrailli yetkilisiniz. Ziyaretinizi ikili ilişkiler açısından olumlu bir işaret olarak okuyabilir miyiz?

Evet, öyle olduğunu düşünüyorum. İsrail, ilişkilerimizdeki mevcut probleme çözüm bulmak istiyor. Yakın gelecekte ilişkilerimizin doğru yönde ilerlemesini umuyorum.

İlişkiler bir süredir donmuş gibi. Roma’da (İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Dore Gold ve Feridun Sinirlioğlu arasında geçen yaz) görüşme olduğunu biliyoruz ama kamuya yansıyan bir ilerleme olmadı. Sizce en büyük engel nedir, ilişkileri düzeltme konusunda ilgi azaldı diyebilir miyiz?

İlginin azaldığını düşünmüyorum. En azından İsrail tarafından bakıldığında, Türkiye’de en üst seviyeden gelen, pek de yardımcı olmayan bazı açıklamalar oldu. Ancak Ortadoğu’daki terör örgütlerine ilişkin talihsiz gelişmeler, Türkiye’nin sınırında IŞİD ve El Kaide’nin varlığına dair gelişmeler ve Avrupa’daki terör saldırısı;  Türkiye’nin İsrail’in özel durumuna yönelik anlayışını güçlendirdi. Yaşananlar; Radikallerle, terörle savaşmak için çok daha fazla ortak çıkarımız olduğunu gösteriyor. Mülteci krizi, bölgedeki ve Avrupa’daki düzensiz göç de Türkiye ve İsrail’i birbirine yakınlaştırıyor. Bunun da ilişkileri düzeltmenin yolunu açabileceğini düşünüyorum.

IŞİD, İsrail için şu an birinci tehlike olarak görülmüyor. Ancak İsrail’de bazı kesimlerde IŞİD’in eninde sonunda İsrail’e saldıracağına dair endişe var. İsrailli Arapların (sayısının şu an 40-50 arasında olduğu düşünülüyor) IŞİD’e katıldığına dair haberler geliyor. IŞİD bir ay önce İsrail’e yönelik İbranice bir video yayınladı. Bu videoda militanlar Kudüs’ü alacaklarını söylüyorlardı. Yakın gelecekte bir tehlike görüyor musunuz?

Hamas, Hizbullah ya da El Kaide daha önce İsrail’e dışarıdan saldırdı ya da ülke içinde hücreler oluşturmaya çalıştı. Bu bizim uzun yıllar boyunca deneyimlediğimiz bir durum. IŞİD’in şu an İsrail’e karşı aktif bir aktivite içinde olmadığı doğru, çünkü Ortadoğu’da ve Arap ülkelerinde şu an kendi hedefleri var. Ama kesinlikle Ortadoğu’da barışa ve istikrara yönelik bir tehdit, tüm dünyanın istikrarına karşı bir tehdit. Aşırıcıların Avrupalılara Paris’te, Brüksel’de, Kopenhag’da saldırdığını gördük. IŞİD’e karşı bölgede kesinlikle herkesle işbirliği yapmak isteriz. Radikallere karşı ortak cephe oluşturmalıyız, çünkü şimdi Irak, Suriye, Yemen’deler; yarın ise Türkiye ya da İsrail’e saldırabilirler. Bu yüzden daha yakın olmalıyız.

(İbranice video) kesinlikle bir propoganda ama bizim deneyimimiz her tehdidi ciddiye almamız gerektiğini gösteriyor. bugün bir propaganda olabilir ama yarın çok daha ciddi bir tehdit olabilir.

“İran ve Hizbullah Suriye’deyse bu kesinlikle bizi ilgilendirir”

İsrail, iç savaşın başından beri Suriye iç savaşına dahil olmak istemedi. Ancak son dönemde İsrail ve Rusya arasında işbirliği görüyoruz. Suriye’de askeri açıdan karşı karşıya gelmemek adına bir ‘acil hat’ oluşturdunuz. Paris’te Başbakan Netanyahu ve Rusya Devlet Başkanı Putin bir kez daha Suriye’yi konuştu. İsrail ve Rusya bölge bazında ilişkilerinin geliştiğini söyleyebilir miyiz?

Rusya ile işbirliğimiz yok, koordinasyonumuz var. Bu da kontrolden çıkabilecek hataları engellemek için. Suriye iç savaşının en başından beri dahil olmayacağımızı söyledik. Şam’da kimin iktidarda olacağı İsraillilerin kararı değildir, bu Suriye halkının alması gereken bir karardır. Ne yazık ki Suriye’de bugün her çeşit element etkin.

Ruslar, Suriye’de çünkü çıkarlarını koruyorlar. Onlarla koordinasyonun önemli olacağını düşündük, çünkü Suriye krizine dahil değiliz ama orada olanlar kesinlikle İsrail’i etkiliyor. İran ve Hizbullah Suriye’deyse bu kesinlikle bizi ilgilendirir.

Şunu çok açıkça söylüyoruz; bu gerçeğe rağmen Suriye krizine dahil olmayacağız ama sınırımızı olabildiğince güvenli tutacağız.

Yeni bir durum yaratma ya da İsrail’e saldırmaya dair herhangi bir girişim; çok açık, ciddi ve sert bir şekilde karşılık bulacaktır.

Türkiye’nin Rus jetini düşürmesinden birkaç gün sonra İsrail Savunma Bakanı Moşe Yaalon, bir Rus uçağının ‘kazara’ İsrail’in hava sahasını ihlal ettiğini ancak olayın çözüldüğünü açıkladı. Kazara hava ihlallerinin meydana gelmesi normal bir durum mu?

Tam da bu nedenle Rusya ile acil hat ya da koordinasyonu kurduk. Hataları engellemek ve bir şey olması durumunda iki tarafın birbiri ile konuşabilmesi için, durumu açığa kavuşturabilmek için. Bu vakada işe yaradı, yapılması gereken doğru şeyin bu olduğunu düşünüyorum. Ancak yine de Türkiye ve Rusya arasındaki bir olayı değerlendirmek ya da yargılamak istemem. Rusya ve Türkiye’nin farklılıklarını çözmesini umuyoruz, ama buna dahil olmak bize düşmez.

 

İSLAMİ ANALİZ

Yorumlar