Türkiye’ye bir dizi araştırma için gelen Tahran Üniversitesi’nin Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Ahmad Naghibzadeh ve Prof. Dr. Davood Feirahi ile İran Büyükelçiliği’nde bir araya geldik. Gazetemize Ortadoğu’da yaşananları değerlendiren akademisyenler kendi ülkelerinde eleştirel fikirleriyle tanınıyor. Bölgesel sıkıntıların temelinde emperyal ülkelerin çıkarları olduğuna dikkat çeken Prof’lar halkların zihin dünyalarının medya ve fetvalar ile yönetildiğini kaydetti. Türkiye ile İran’ın ilişkilerinin her zamankinden daha çok arttırması gerektiğini kaydeden yabancı akademisyenler, bu sayede bölgedeki tansiyonun giderek azalacağının da altını çizdi.

BOP; ORTADOĞU’NUN BALKANİZASYONU PROJESİ

Prof. Dr. Ahmad Naghibzadeh, BOP projesi ile başlayan sürecin Arap Baharı ile sürdürülmeye çalışıldığını aktararak, BOP’un parçası olan bazı ülkelerin şimdilerde kurbanı konumuna geldiğini aktardı. Naghibzadeh, “Bush döneminde BOP projesi gündeme geldi ve uygulanmaya devam ediliyor. Bu bir demokrasi değil kaos planıydı. Libya’nın hail ortada. Diğer ülkelerde durum halen sıkıntılı. Suriye’de ise sorun giderek bir yumak gibi büyüyor. Bu bölge ülkelerinin tamamını kötü şekilde etkiliyor. Bölgede sınırların değiştirilmesi her şeyi karmaşık hale getirir. Bu ise İsrail’in başından beri istediği şeydir. İsrail’in çok eskilere dayanan planları olduğu biliniyor. Ortadoğu’daki bütün azınlık gruplarını İsrail iyi tanıyor. Ortadoğu’nun Balkanizasyonu olarak görüyorum” diyerek durumu analiz etti.

SURİYE SORUNUNU BÖLGE ÜLKELERİ ÇÖZMELİ

Tahran Üniversitesi Öğretim Üyeleri’nden Prof. Dr. Davood Feirahi ise bölgedeki sıkıntıların anlatırken oluşan sisin 5 nedeninin olduğunu söyledi. Feirahi, bölge üzerinde oluşan sisi “Bölgesel bazı ülkelerin tahrik edici politikaları, Tarihsel güvensizlik, Terörizm, Bölge dışından gelen ülkeler ve İsrail’in varlığı” şeklinde sıralayarak, şunları kaydetti: “Ortadoğu’da bir medya ve fetva imparatorluğu sorunu var. Fetvalar mezhep kışkırtıcılığını körüklüyor. Medya da bunu destekleyerek karmaşıklığı daha da artırıyor. Bu sorunlar üzerine eğilirse bölgedeki sorunlar çözülür. Tarih şunu gösterdi ki İsrail kurulduğu günden bu yana bölgemiz rahat bir gün yaşamadı” 

Feirahi açıklamasının devamında ise sorunların çözümü için 3 öneriyi gündeme taşıyarak, “Her şart ve koşulda diyalog, Güven artırıcı tutumlar, Karamsarlığı önlemek için harekete geçme. Karamsarlık artarsa, her şey kötü yorumlanmaya başlanır. Kötümserliğe neden olabilecek her şeyi azaltmaya gayret göstermeliyiz. Birbirimize karşı hüküm çıkarmadan önce davranışların nedenini birbirimize sormalıyız. Bu sözünü ettiğim maddeler ele alınmalı. Herkes önem göstermeli ki, bölgedeki sorunlar kutuplu hale gelmemeli. Eğer Suriye sorunu bölge ülkeleri tarafından yönetilmezse sorunlarla karşı karşıya kalacağız. Suriye konusu bölge ülkeleri ile çözülmezse radikalizm şiddetlenir. Uluslararası ülkeler bölge hakimiyeti kurar” dedi.

HER İKİ ÜLKENİN KADERİ  BİRBİRİNE BAĞLI

Suriye çıkmazının ancak ve ancak Türkiye ile İran arasındaki stratejik ilişkiler ile çözüleceğini kaydeden Prof. Davood, “Türkiye’ye özel önem veriyorum. Tarih iki ülkenin kaderini birbirine bağlamış. Biz meşruiyetimizin bir kısmını Türkiye’den öğrendik. Şimdi de bölgede Türkiye bizim için çok önemli bir noktada. Türkiye’yi şuan bile İslam dünyasının bir öncüsü olarak görüyoruz. Birbirimizle ne kadar bir araya gelirsek o kadar faydalı olacaktır. Tarih şunu göstermiştir ki, her iki ülke arasında ne kadar ilişkiler azalırsa, kötümserlik de o kadar artıyor. İlişkileri bozmak kolay, inşa etmek ise çok zordur. Ancak her iki ülkede de ilişkilerin olumsuz olmasını isteyenler var. Bu durumun hemen önüne geçilmesi gerekiyor. Türkiye ve İran’dan biri kaybederse diğeri de kaybeder” değerlendirmesini yaptı. “Türkiye ile İran arasında bir ihtilaf meydana gelirse bu bütün ülkeleri etkiler” diyen Naghibzadeh ise, ilişkilerin olumsuz etkilenmemesi için çaba sarf edilmesi gerektiğini söyledi.

BAĞIMSIZ KUZEY IRAK’I İSRAİL DESTEKLİYOR

Prof. Dr. Ahmad Naghibzadeh, Irak’ın kuzeyinde oluşturulan Kürdistan’ın bağımsızlığı ile ilgili de bunun İsrail’in bir projesi olduğunu söyledi. Naghibzadeh, “Türkiye ve İran bağımsız bir yapıya karşı çıkıyor. Çünkü ondan sonra sıranın kendisine geleceğine inanıyor. Bu bir Emperyalist projedir tabiî ki” dedi.  Prof. Davood ise bağımsız bir bölgenin kurulmasının kaosa sebep olacağını söyleyerek, etnik temelli devletlerin kurulmasının ise eski bir düşünce olduğunun altını çizdi.

milligazete