Dr. Ahmed Atavine:''Kudüs İntifadası'nın Devam Edeceğini Düşünüyorum.''(RÖPORTAJ)

''Bu intifadanın başlangıcını haber vermek zamanında nasıl zor bir şeyse, onun ne zaman biteceğini kestirmek de o kadar zordur. Çünkü intifada hiçbir plan yapılmadan, bölgesel ve küresel birçok taraf ve gücün arzusunun aksine başladı.'' 

Görüntülenme: 2040 Tarih: 03 Şubat 2016 16:05
Dr. Ahmed Atavine:''Kudüs İntifadası'nın Devam Edeceğini Düşünüyorum.''(RÖPORTAJ)

Ekim ayında patlak veren Kudüs İntifası’nın başlamasının üzerinden üç buçuk ay geçti. Şehitlerden dökülen her damla kan, bunun daha da süreceğinin işaretlerini veriyor. Bireysel feda eylemleri devam ederken, intifadanın şimdiye kadar ne kazandırdığı ve neler kazandıracağı konusunda değerlendirmeler yapılıyor.

Biz de intifada gerçeği, neler gerçekleştirdiği, işgal rejiminin planlarına karşı onu nasıl değerlendirmek gerektiği gibi soruları Dr. Ahmed Atavine’ye sorduk.

Filistin Enformasyon Merkezi, Siyasi Kalkınma Vizyonu Merkezi Genel Müdürü Dr. Ahmed Atavine ile yaptığı röportajı sunuyor:

Filistin halk intifadası nereye gidiyor?

Bu intifadanın başlangıcını haber vermek zamanında nasıl zor bir şeyse, onun ne zaman biteceğini kestirmek de o kadar zordur. Çünkü intifada hiçbir plan yapılmadan, bölgesel ve küresel birçok taraf ve gücün arzusunun aksine başladı. İntifadayı başlatan sebeplere objektif olarak batığımızda, onu destekleyen ve etkileyen çevrelerin tutumlarına bağlı olarak devam edeceğini düşünüyoruz.

Ulusal, bölgesel ve küresel şartlar intifadanın sürmesi için müsait midir? Bunlar devam etmesine izin verecekler mi?

İlke olarak işgal altında olan bir halk, özgürleşmek ve zulmün altından çıkmak için uygun şartları beklemez. Aksine mümkün olan her türlü araç ve yöntemle her zaman ve her yerde işgale karşı durur. İntifadayı çevreleyen güvenlik ve siyasi ortam uygun görünmüyor. Filistin’de iç bölünme sürüyor, Arap ülkeleri paramparça, bölgede savaşlar tüm hızıyla devam ediyor ve uluslararası güçler işgal rejiminden yana tavır alıyor. Ancak bütün bunlar Filistin halkının bu karmaşık ve olumsuz şartlarda bile davasını koruması için sıçrama yapmasına neden olabilir.

Bu intifadanın devam edeceğini ön görüyor musunuz? Devam edecekse nereye kadar? Onun devam etmesini sağlayacak dinamikler nelerdir?

Bu intifadanın devam etmesini bekliyorum. Çünkü onun başlamasına neden olan sebep ve dinamikler hâlâ yerinde duruyor. Filistin’de ve çevresinde meydana gelen olumsuz şartlara rağmen bunun devam edeceğini düşünüyorum. Zira sürmesini sağlayacak dinamikler mevcuttur ve bunlar da kısaca şunlardır:

-Siyasi ufuktaki çıkmaz ve Oslo sürecinin savunucularının ikrar ve kabulüyle son bulması,

-Siyonist işgalcinin baskıları, zulümleri ve tecavüzleri,

-Özelikle Kudüs’ün Yahudileştirilmesi faaliyetlerinin yoğun bir şekilde sürdürülmesi,

-Batı Yakadaki Filistin topraklarını dilim dilim yutan Yahudi yerleşkesi inşaatlarının devam etmesi,

-Siyonist işgal hükümetiyle Siyonist toplumun giderek fanatikleşmesi ve aşırı sağa kayması,

-Gazze ve buradaki direnişin üzerindeki kuşatmanın ağırlaştırılması, var olan siyasi şartlarda bunun aşılamaması,

-Filistin içi yaşanan bölünme ve bundan kurtulmanın mümkün olmadığı kanaati,

-Bütün bunlara ek olarak geniş anlamıyla Filistin liderliğinin Filistin ulusal özgürlük sürecine hizmet edecek bir girişimden aciz kalması.

O nedenle bütün bunlara bakarak intifadanın süreceğini, hatta giderek daha da güçlü bir hal alacağını söyleyebiliriz. Çünkü işgalciyle birebir çarpışmaktan başka bir alternatif görünmüyor. Tarihi anlar ve şartların yaşandığı Filistin’de kim olursa olsun başkasının pazarladığı hayale inanmayan bir nesil yetişti. Ancak bütün bunlardan intifadanın desteğe ihtiyacı olmadığı anlaşılmamalı. İntifadanın devam etmesi için Filistinli grupların desteğine ve yardımına ihtiyacı var. Filistinli grupların donukluğu, iç bölünmenin devam etmesi intifadayı boğabilir.

İntifada pratik sonuçlar sağlayabilir mi? Bunun doğuracağı sonuçlar neler olabilir?

Kesinlikle sağlayabilir. İntifada birinci ayında önemli bazı kazanımları elde etti. Onlardan bazılarını şöyle sıralamak mümkündür:

-İntifada neticesinde işgal rejiminin Mescidi Aksa’ya yönelik planları durdu. İntifada Aksa’nın zaman ve mekân olarak bölünmesinin önüne geçti.

-Siyonist yerleşimcilerin Filistin köylerine, beldelerine saldırılarına dur dedi.

-İntifada, Siyonist işgal rejimini bölgedeki konumuna oturttu. Onun teröre karşı koalisyon ortağı değil, bizzat terörist olduğunu gösterdi. Onun hiçbir şekilde bir Arap ve İslam ülkesinin müttefiki olamayacağını gösterdi.

-İşgal rejimini bölgede istikrar ve huzur yeri değil; işgalci, istikrarsız ve vahşi bir varlık olduğunu dünyaya gösterdi. İşgalcinin kendisini pazarladığının aksine başkasına yardım etmekten uzak olduğunu ortaya koydu.

İntifadanın doğuracağı sonuçlar ise daha da fazladır. Belki işgalciyle yerleşimcileri Batı Yaka’dan çıkarabilecek bir noktaya da ulaşacaktır. Nitekim intifadanın başlamasından sonra bu konuda sesler yükselmeye başladı ve halen sürüyor. Ancak kazanımlar ulusal uzlaşının hayata geçirilmesi ve var olan iç bölünmenin son bulmasıyla irtibatlıdır. Bölünmenin gölgesinde intifadanın sürmesi veya büyük hedefleri gerçekleşmesi mümkün değildir.

Sizce sonuçta intifadanın meyvesini kim toplayacak?

Bu biraz da Filistin’in ulusal durumuyla ilgili. İç bölünme böyle devam eder ve bu hal değişmezse daha önce defalarca yaşandığı gibi şimdi de intifadanın meyveleri kaybolacak, gençlerin çabaları sonuçsuz kalacaktır. Bu durumda intifadayı Filistin tarafı değil işgalci kendi lehine çevirecektir.

İntifadaya destek konusunda kadın, öğrenci, genç kız ve erkeklerin rolünü nasıl görüyorsunuz?

Filistin kadını, direniş, sabır ve düzeninde istisnai bir konuma sahiptir. Bugün aynı şekilde işgale karşı direniş ve sebatında da farklı ve istisnai bir konumu vardır. O kutsal mekânları korumakta, meydanda erkekle yan yana durup mücadele etmektedir. Erkeklere baskı kurulduğunu gören Filistin kadını onun yerine Mescidi Aksa’da nöbet tutmaya başladı. Her türlü selam ve takdiri hak ediyor Filistin kadını.

Öğrenciler ise tarih boyunca her zaman devrimlerin yakıtı ve omurgası olmuşlardır. Bunlar geleceğin liderleridir. Bütün Filistinli gruplar, öğrenci hareketinin belirgin ve ayrıcalıklı konumunu çok iyi biliyorlar. Direnişin seçkin liderleri ve mensupları, ulusal çalışmanın liderleri öğrenci hareketi liderleridir.

Genç erkek ve kızlar ise, bunlar intifadanın mucizeleridir. Olağanüstü bilinç gösterdiler. Vatan sevgisi, özgürlük aşkıyla işgalciye boyun eğmemenin kalplerinin derinliklerinde ve damarlarında dolaşan kanda bulunduğunu gösterdiler. Etraflarında uçuşan her türlü oyun, eğlence ve tahrikler insani ve fıtri kimliklerini zedelemedi. Geleceklerini inşa etmek için öne atıldılar, toplumun üzerindeki atalet ve bıkkınlık külünü attılar.

İntifadanın Kudüs, Mescidi Aksa, Yahudi yerleşim birimleri ve yerleşimcilerle ilgili vermek istediği mesaj nedir?

Kudüs ile ilgili mesajları: Kudüs Filistin’in ebedi başkentidir. Hiçbir lider, grup veya nesil bundan vazgeçemez, bunu görmezden gelemez ve yok sayamaz. Bu, Filistin halkının ayakta kalma sırrıdır. Bu bilinç,  nesilden nesle tevarüs ediyor.

Mescidi Aksa ile ilgili mesajları : Mescidi Aksa sadece iki kıblenin ilki değildir. O Filistinlilerin pusulası, kimliklerinin açık ifadesidir. Onu savunmak, yürüyüşlerinin selameti ve ulusal durumlarının sağlıklı oluşunun işaretidir.

Yerleşimci ve yerleşkeler ile ilgili mesajları : İşgalci neyi dayatırsa dayatsın, gerçekleri ne kadar değiştirirse değiştirsin, ne kadar toprak gasp ederse etsin, başka yerlerden ne kadar insan getirirse getirsin, olaylar ve gelişmeler Filistin toprakları üzerinde yerleşimcilere yer olmadığını, burada kalma umutlarının olamayacağını göstermektedir. İşgalciyle yapılacak ciddi bir savaşta bunlardan hiçbiri yerinde kalamayacaktır.

İkinci intifada bunu açıkça gösterdi. Siyonist yerleşimciler Gazze’den bir daha dönmemek üzere kaçtılar. Batı Yaka’da ise yerleşkeler o süre içinde yerinde durdular, ama içinde kimse yoktu. Halk uzun süre evlerine dönemedi. İntifada durduktan sonra dönebildiler. Bu olay, yerleşimcilerle Filistin toprakları arasında gerçek bir bağın olmadığını gösterdi. Bu topraklar halkını çok iyi tanıyor. Güç ve zorbalığı ne olursa olsun, ne kadar üzerinde kalırsa kalsın yabancı olanı kabul etmiyor, aksine dışlıyor.

Filistin Enformasyon Merkezi

Yorumlar