İyad El-Kara
Siyonist işgal rejimindeki yetkililer 2016 yılının son çeyreğinde intifadanın gerilediğini ve sadece Batı Yaka’da devam ettiğini söylüyorlardı. Ancak 2017 yılının başı yalanlarını ortaya çıkardığı gibi, ne kadar zayıf ve başarısız olduklarını da ortaya koydu.
Şehit Fadi Kanber işgal altındaki Kudüs’te toplu halde duran işgal askerlerine karşı kamyonlu feda eylemi gerçekleştirdi.
Hedefteki askerler Batı Yaka ve Gazze sınırına gidip Filistinlileri öldürmek, evlerini yıkmak ve buralardaki Yahudi yerleşimcileri korumak için hazırda bekleyen askeri araca binmek üzereydiler.
İşgal hükümeti Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun yolsuzluk ve İngiltere’nin içişlerine karışma konularında soruşturma geçirirken gelen bu sarsıcı eylem, işgalcinin başarısızlık dosyasına “intifada devam ediyor, ancak başka türlü, daha tehlikeli bir tarzda, hem de Kudüs’te sürüyor” sahifesini ekledi.
O nedenle 2017’nin başında meydana gelen bu eylem, hazırlık, uygulama, geride bıraktığı ölü ve yarılı sayısıyla oluşturduğu sarsıcı etki bakımından direnişin nitelikli bir operasyonudur.
Batı Yaka’da yapılan eylemlerden önce bir uyarı yapılamaması ve işgalcinin bu konuda başarısız kalması Kudüs intifadasının belirgin özelliğidir. Çünkü şimdiye kadar meydana gelen eylemlerin çoğuyla ilgili bilgi yoksunluğu yaşayan işgal rejimi bu yönüyle ciddi bir kafa karışıklığı ve bocalama yaşıyor.
Son eylemde göze çarpan en önemli husus, gelen kamyon karşısında işgal askerlerinin çil yavrusu gibi sağa sola kaçışmalarıydı. Aynı manzara bir yıl önce Kudüs’te meydana gelen bıçaklı eylem karşısında kaçan askerlerde de görülmüştü. O gün eylemcinin yerine Etiyopyalı bir kişi vurulmuştu.
Yine bu eylemde göze çarpan diğer bir ayrıntı, eylemi yapan şahsın Kudüslü olması ve aracının da kendi öz malı olmasıdır. Her saat gözetlenen Kudüs’te eylemci kendi malından hazırladığı araçla işgal askerlerine yönelik eylem yapmaktan kaçınmadı.
Kudüslüler, yargısız infazlarla gitmeden önce kendileri eylemler başlatmak istiyorlar. İşgal askerlerinin geçiş noktalarında her gün insanları nasıl öldürdüklerini hem de yargısız infazla katlettiklerini gözleriyle görüyorlar.
Fadi, daha kolay ulaşılabilen ve daha çok can kaybı verebilecek kadın ve çocukları değil, kendilerine ulaşılması zor olan askerleri seçmekle aslında sahip olduğu direniş ahlakını ortaya koydu.
O, aracıyla sivil insanlardan daha çok kişiyi öldürme ve belki de yara almadan kurtulma şansına sahipken, özellikle askerleri ve kurtulma ihtimali zayıf bir hedefi seçti.
Canları pahasına da olsa askerleri hedef alma ve cesur bir şekilde onların üzerine yürümeyi esas alan direnişçilerin ahlakını seçti o.
İşgal hükümeti ve özellikle Başbakan Netanyahu, kendisiyle ilgili sürdürülen yolsuzluk soruşturmalarını sumen altı etmek, insanların dikkatini başka yönlere çekmek, hükümetinin de yaşadığı krizlerden kurtulmak için Filistinlileri hedef alacak saldırılar başlatabilir.
Ancak bütün bunlar direniş ruhunun hâlâ diri olduğu, Ekim 2015 tarihinde başlayan Kudüs intifadasının da hâlâ devam ettiği gerçeğini asla değiştiremez.
fiem
Seyyid Abdulmelik El Husi'den Önemli Açıklamalar
Şeyh Naim Kasım: İsrail Bize Şartlarını Dayatamaz
Hanzala Hacker Grubundan Mossad'a Darbe
Hizbullah'tan Tel Aviv'e Füze Saldırısı (Video)
