İzleme Örgütü tarafından yapılan açıklamada, engellemenin işgal rejiminin yerel ve uluslararası insan hakları örgütlerinin İsrail ve işgal altındaki Filistin topraklarındaki çalışmalarını engelleme gayretlerinin bir devamı olduğuna dikkat çekildi.
Öte yandan 21 insan hakları örgütü tarafından yayınlanan ortak bildiride, demokrasi ve insan hakları iddiasındaki bir ülkenin, yıllardır dünyanın 91 ülkesinde faaliyet gösteren ve İsrail, Batı Yaka ve Gazze’deki insan hakları ihlallerini gözetip rapor halinde yayınlayan uluslararası bir insan hakları örgütünün çalışmasını engellemesini kınadıklarını belirttiler.
Açıklamada “İsrail Demokratik Devlet Kulübü üyeliğinden istifade etmek istiyor. Ancak ifade özgürlüğü olmadan ve özgürce tartışma olmadan demokrasi olmaz. Eleştiri olmadan demokrasi olmaz. Aynı şekilde demokratik bir ülke Sınır Muhafızlarını ‘Düşünce Muhafızlığına’ dönüştürmez” ifadesi kullanıldı.
İnsan hakları örgütleri yaptıkları açıklamanın devamında işgal rejimini uyararak şunları deklare ettiler:
“İsrail’in işgali eleştiren örgütlere karşı aldığı tedbirler bizi caydırmayacaktır. Mesaj ulaştırmak isteyenleri susturması, taşımak istediği mesajın ilgili taraflara ulaşmasını engelleyemeyecektir. İsrail kapılarını uluslararası insan hakları kuruluşlarına kapatsa da biz kamuoyuna İsrail’in yaptığı hak ihlallerini ulaştırmaya devam edeceğiz.”
Bu kurum tarafından hazırlanan rapor ışığında siyonist İsrail rejiminin adının da çocuk haklarını ihlal eden ülkeler listesine alınması talep edilmişti. 2015 yılında da siyonist İsrail rejiminin adının çocuk haklarını ihlal eden rejimler listesine alınması yönünde BM'den talep olunmuş, ancak Amerika ve İsrail'in bu teşkilat üzerindeki yoğun baskıları nedeniyle bu talep dikkate alınmamıştı.
Elbette batılı hukuk çevreleri genellikle siyonist İsrail'in cinayetleri karşısında sessiz kalmayı tercih etmekteler ama bununla birlikte ara sıra da olsa bu kuruluşların siyonist İsrail rejiminin cinayetleri karşısında tepkilerini ortaya koymaları bu kurumların faaliyeti açısından dikkat çekicidir. Özellikle son yıllarda işgal rejimi İsrail'in Filistin toprakları üzerinde savunmasız bir millete, kadın ve çocuklara karşı acımasız bir zulüm sürdürdüğüne dair raporlar yayınlanmış ancak tüm bunlara rağmen BM Teşkilatı da şimdiye kadar bu talep karşısında ciddi her hangi bir tepki ortaya koymamış bulunmaktadır.
İsrail'in insan hakları örgütleri ve aktivistlerine karşı kabul edilemez tutumu, bu rejim karşısında hukuk ilkesinin hiç bir değer ve önemi olmadığını gösteriyor.
İsrail işgal rejimi, kendi cinayetlerinin uluslararası salahiyetli mahkemelerde yargılanmasını beraberinde getirecek olan gerçekleri araştırma çalışmaları ve uluslararası insan hakları örgütlerinin temsilcilerinin Filistin topraklarına girmesine, muhtelif asılsız suçlamalar ileri sürerek izin vermemektedir.
İşgalci siyonist İsrail rejiminin cinayetleri o kadar açık ve belirgindir ki bu cinayetleri araştırmak için kolları sıvayan her şahıs, grup, kurum ve örgüt siyonistlerin cinayetinin vahamet ve boyutunu derhal keşfedebilirler. Bunun için de şimdiye kadar uluslararası kuruluş ve örgütlerin işgal altındaki topraklarda araştırma yapmaları talebi her zaman İsrail tarafından anında reddedilmiştir. Hatta İsrail bu kuruluşlara muhtelif suçlamalar yönelterek onların yayınlayacakları raporları önceden etkisiz hale getirmek istemektedir.
Bu arada BM Teşkilatının İsrail rejimi karşısındaki pasif, çaresiz tutumu ve sorumsuz siyasetlerinin devam etmesinin devamında BM'nin bir önceki genel sekreteri, siyonist İsrail rejiminin adının da çocuk katili ülkeler listesine alınması yönünde gelen tüm taleplere rağmen, İsrail'in adını bu listeye almaktan kesinlikle kaçınmıştır.
Bu arada BM Teşkilatı hatta bu konuyla alakalı olarak Suudi Arabistan rejimi karşısında da sorumsuz bir siyaset izlemektedir. Öyle ki Yemen'de özellikle çocuklara karşı işlediği cinayetlerden ötürü ilk önce Suudi Arabistan'ın adını çocuk katili ülkeler listesine alan BM'nin eski genel sekreteri Ban Ki Moon, bu girişiminden kısa bir süre sonra gelen baskılar ve tehditler ardından Arabistan'ın adını çocuk katilleri listesinden çıkarmıştır.
Böyle bir ortamda ne yazık ki İsrail ve Arabistan rejimleri gönül rahatlığıyla çocuklar aleyhindeki cinayetlerini sürdürmekte ve siyah dosyalarını daha da kabartmaktalar. Bu ise 21. Asrın insanları bu iki rejimin çocuklar aleyhindeki cinayetlerine daha fazla tanık olmasına sebep oluyor.
parstoday