Uzmanlar Gasıp Rejim'in Mescid-i Aksa Saldırısını Değerlendirdi

Kudüs, son yılların en şiddetli ve sık gerçekleştirilen baskın ve saldırılarıyla yüz yüze. Bir avuç Filistinlinin nöbet tutarak korumaya çalıştığı Mescid-i Aksa'ya yapılan son İsrail saldırılarından sonra mescitte ciddi hasarlar meydana gelmiş durumda.  

Görüntülenme: 1515 Tarih: 03 Ekim 2015 12:35
Uzmanlar Gasıp Rejim'in Mescid-i Aksa Saldırısını Değerlendirdi

Kudüs, son yılların en şiddetli ve sık gerçekleştirilen baskın ve saldırılarıyla yüz yüze. Bir avuç Filistinlinin nöbet tutarak korumaya çalıştığı Mescid-i Aksa'ya yapılan son İsrail saldırılarından sonra mescitte ciddi hasarlar meydana gelmiş durumda.
 
Artan baskın ve saldırıların neden ve sonuçlarını değerlendiren Hamas Siyasi Büro üyelerinden İzzet er-Rışk, saldırıların kesilmeden süreceğine ve Filistinlilerin de direnmekten vazgeçmeyeceğine dikkat çekti. Filistinli Orta Doğu Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Abdullah Maruf Ömer ise bir buçuk milyarlık İslam dünyasının 5 milyon Siyoniste karşı aciz kaldığını ve buna anlam veremediğini kaydetti.
 
İsrailli siyasiler seçim vaatlerinin arasında Yahudilerin Cebel-i Heykel dedikleri Mescid-i Aksa'da dini bayramlarında ayinlerini rahatça yapabilecekleri sözünü veriyor. Hahamlar ise bu günleri fırsat bilerek Yahudileri Mescid-i Aksa'ya baskın yapmaya yönlendiriyor. Her yıl çeşitli bahanelerle mescide yapılan baskın ve saldırıların dozunu arttıran Siyonistler, 1967 işgalinden bu yana en yıkıcı saldırılarını gerçekleştiriyorlar.
Geçen yıl Ekim ayı sonunda İsrail, ilk defa 24 saat süreyle Aksa'yı kapatmış ve uygulamaya tepki gösteren Filistinlilere saldıran askerler Mescid-i Aksa'yı basarak gaz bombaları ve plastik mermilerle mescidin içini tahrip etmişti. Bu yılın 14 Eylül tarihinde İbrani takvime göre yılbaşı olan Roş Aşana Bayramını bahane eden İsrailliler, sabah namazından itibaren 45 yaş altı Filistinli Müslümanların Mescid-i Aksa'ya girmelerini engelledi. Buna karşın Megaribe Kapısının açılmasıyla özel kuvvetler eşliğinde Yahudiler Aksa'ya girdi. Mescidin içinde koruma amaçlı nöbet tutan murabıtlara ses, gaz bombaları ve plastik mermilerle saldıran İsrail güçleri, Kıble Mescidi'ni savaş alanına çevirdi. Ayrıca Mescid-i Aksa'ya giriş yasağından dolayı Aksa kapılarında bekleyen Müslümanlara da saldırılar gerçekleştirildi. Birçok kişi yaralanırken, onlarca kişi tutuklandı. Son olarak İsrail askerleri postallarıyla Kıble Mescidi'nin minberine çıktı.
 
İsrail güçleri, Mescid-i Aksa'nın içinde ibadet ederek mescidi boşaltmayı reddedenlere plastik mermi ve gaz bombalarıyla saldırıyor.
Bu olayın etkileri sürerken 27 Eylül akşamından itibaren Yahudi yortusu Sukot bahane edilerek Mescid-i Aksa'ya yapılan zulümler devam ediyor. Yine 50 yaş altı Müslümanlar Mescid-i Aksa'ya alınmazken, 7 gün 7 gece süren Sukot Yortusu dolayısıyla şiddetin dozu artıyor. Kıble Mescidi etrafına barikatlar kuran İsrail askerleri, mescidin çatısına da keskin nişancılar yerleştirdi. Müslümanların giremediği avluya yüzlerce kişilik Yahudi grupları baskın düzenliyor.
 
“İsrail'e göre senenin 100 günü kutsaldır"
Mescidi-i Aksa'nın Yahudilerle Müslümanlar arasında zamansal veya mekansal olarak bölünmesi projesini hayata geçirmeye çalışan İsrail'in saldırıları sürerken, Hamas Siyasi Büro üyelerinden İzzet er-Rışk'a son gelişmeleri sorduk. “Siyonist İsrail'in planı, Mescid-i Aksa'yı kısım kısım Yahudileştirmek" açıklamasında bulunan er Rışk, Yahudiler için 1 yıl içerisinde yaklaşık 100 günün kutsal sayıldığını ve bugünleri Aksa'ya baskın yapmak için gerekçe olarak kullandıklarını hatırlattı. Son baskın ve saldırıların en tehlikeli olanları olduğunu belirten Hamas Siyasi Büro üyesi İzzet er-Rışk, “İsrail askerlerinin 1967'den bu yana ilk kez Aksa'ya postallarıyla girdiğini ve minbere kadar çıktıklarını gördük çünkü işgalci İsrail, Filistin halkının ve Müslümanların kutsalına saygı göstermiyor" dedi.
 
“İsrail var olduğu sürece bu saldırılar bitmeyecek"
İsrail'in bu saldırılarının Filistin halkını hiçbir zaman yıldırmadığını ve yıldıramayacağını vurgulayan İzzet er Rışk, “İsrail var olduğu sürece bu saldırılar son bulmayacak, Filistin var olduğu sürece de Filistinliler pes etmeyecek, tüm inanç ve azmiyle bu teröre karşı direnecek" ifadelerini kullandı.
Bu davanın sadece Filistinlilerin değil, İslam dünyasının meselesi olduğuna işaret eden er Rışk, İslam dünyasının Aksa murabıtlarına destek vermesi ve bu meseleyi kendi meseleleri olarak üstlenmeleri gerektiğine dikkat çekti.
 
İsrail, Müslümanları mescide almazken kapılarda bekleyenlere de şiddetle müdahale ediyor.
 
“Türkiye'nin duruşu bu konuda örnek bir duruş ve Filistin halkının zaferinde Türkiye'nin de büyük bir payı olacak" şeklinde konuşan İzzet er-Rışk, tüm Arap ülkelerinin de bu şekilde durması için çağrı yaptıklarını belirtti.
 
"İsrail'in Mescid-i Aksa'yı işgal projeleri gecikti, saldırganlaştı"
İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İslam ve Din Bilimleri bölümünde görev yapan Yrd. Doç. Dr. Abdullah Maruf Ömer ise İsrail'in Kudüs ile olarak gerçekleştirmek istediği işgal projesinin 48 yıl geciktiğini ve İsrail Hükumetinin bu projenin başarısızlığa doğru gittiğini görmesiyle saldırganlaştığını belirtiyor. Abdullah Maruf Ömer'e göre, dünya Suriye'deki savaş, Mısır'daki darbe gibi olaylarla meşgulken Filistin kendisine gündemde yer bulmakta zorlanıyor ve bu da İsrail'in Mescid-i Aksa ile ilgili projelerini hızlandırmasına neden oluyor. Diğer yandan şu anki koalisyonda aşırı sağcı partilerin görev alıyor olması da artan saldırıların bir nedenini oluşturuyor.
 
İlk kıblemize karşı yapılan baskın ve saldırılara tek başına direnmeye çalışan Filistinlilerin durumunu kendisine sorduğumuz Filistinli Ortadoğu uzmanı Yrd. Doç. Dr. Abdullah Maruf Ömer, Filistin halkının binlerce yıldır varlığını sürdüren bir halk olduğunu hatırlatıyor. Filistin halkının daha önce defalarca çeşitli işgal ve saldırılara maruz kaldığını ancak her zaman topraklarında kalmaya devam ettiğini vurgulayan Ömer, Filistin halkının direnmeye devam edeceğinden ve bu saldırıların onları yıldıramayacağından emin.
 
"Bir buçuk milyar Müslüman, beş milyon siyonist"
İsrail'i kutsal mescidimize gerçekleştirdiği saldırıların bu şekilde devam etmesi halinde 3. İntifada'nın başlamasının kaçınılmaz olacağını söyleyen Abdullah Maruf Ömer, son dönemde yaşanan olayların 1987 yılında yaşanan 1. İntifada ve 2000 yılında yaşanan 2. İntifada'da yaşanan olaylara benzediğini belirtiyor.
 
Mescid-i Aksa murabıtları her saldırıdan sonra mescidi eski haline döndürmek için çabalıyor.
Filistin konusunda İslam aleminin üzerine çok büyük bir görev düştüğünü vurgulayan Abdullah Maruf Ömer, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Müslümanlar dünyanın beşte birini oluşturuyor. Ve bir buçuk milyar Müslümanın beş milyon Siyonist'in karşısında aciz ve suskun kalması inanılır gibi değil. İslam dünyasının suskunluğu İsrail'in başta Kudüs olmak üzere Filistin üzerindeki saldırılarını arttırıyor."
 

 

Kaynak : Yeni Şafak

 

Yorumlar