İşgal yönetimi İçişleri Bakanına acil bir mektup gönderen Sadi, kendisinden aldığı bu karardan vazgeçmesini talep ederek, intikam özelliği olan bu uygulamanın temel insan haklarına aykırı olduğu gibi, işgal altında bulunan vatandaşların korunmasıyla ilgili Dördüncü Cenevre Sözleşmesine de aykırı olduğunu söyledi.

Mektupta, Siyonist Yüksek Adalet Mahkemesinde Kudüslü vekillerle ilgili on yıldır devam eden davanın sonuçlanmamış olması nedeniyle bakanın bu konudaki yetkisinin kesinleşmediği dolayısıyla mahkemenin kararını beklemesi gerektiği ifade edildi.

Arap vekil Sadi, Kudüs halkının oturum izni meselesine gündelik işlerini düzenleme mantığıyla baktığını, yoksa bu halkın ne işgali ne de işgal hükümetini tanıdığını sözlerine ekledi.

Sadi açıklamasında “bakanın, şehidin avukat olan baba ve annesinin oturum izinlerini iptal etmesi işgali kökleştirme, Kudüs’ü Yahudileştirme, Kudüs halkını kendi vatanında oturma hakkından uzaklaştırma, Siyonist yerleşimciler lehine şehri boşaltma ve demografik yapıyı değiştirme politikasından başka bir şey değildir” dedi.

Şehit Beha 13 Ekim 2015 tarihinde işgal altındaki Kudüs’ün Cebelu’l-Mukebber mahallesinde arkadaşı Bilal Ebu Ğanem’le birlikte Siyonist işgalcilere ait bir otobüse yönelik silahlı eylem gerçekleştirdi. Kendisi şehit olurken, arkadaşı tutuklandı.

Şehidin cenazesini yaklaşık bir yıl sonra teslim eden işgal yönetimi, ailesini cezalandırmak için de Cebelu’l-Mukebber’deki baba evlerini yıktı. 

FİEM